Hayvansal Dokular
Bitkilerin ve havyaların yapısını oluşturan hücrelerin yapısal farklılıklarına ek olarak bu canlı gruplarının dokuları da çeşitli farklılıklar içerir. Hayvansal dokular genellikle iki temel elemandan oluşur. Bunlardan birincisi dokuya ait hücreler diğeri ise bu hücrelerin arasını dolduran, dokuya özgü ara maddedir. Hayvansal dokular görev ve yapılarına göre şu şekilde gruplandırılabilir; Epidermis Dokusu
*Temel Bağ Doku
*Yağ Doku
*Kan Doku
*Kıkırdak Doku
*Kemik Doku
*Kas Doku
*Sinir Doku
1. epitel Doku
1. Tek tip hücrelerden oluşur, bu hücrelerin şekilsel farklılıkları olabilir.
2. hücreleri arasında boşluk ya hiç bulunmaz yada çok azdır. hücreler arası maddenin en az olduğu hayvansal doku tipidir.
Epitel dokunun vücutta üç tipi bulunur;
Örtü Epiteli
Organlar ile vücudun iç ve dış yüzeyini örter. Böylece vücudu ve organları fiziksel ve kimyasal etkilere karşı korur. Aynı zamanda mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyen doğal bir bariyerdir.
Örtü epitelinde kan damarı bulunmaz, bu nedenle beslenmesi bu dokunun altında yer alan bağ dokudan difüzyon yolu ile sağlanır.
Sindirim sistemi organlarının iç yüzeyinde villus ve mikrovillus yapılarını oluşturarak madde emilimini sağlar.
Örtü epitelinin
*Tek katlı örtü epiteli
*Çok katlı örtü epiteli
şeklinde iki tipi bulunur. Tek katlı örtü epiteli de hücrelerin şekillerine göre yassı, kübik, silindirik olmak üzere üç tiptir.
Salgı Epiteli
Vücutta salgı üretmek ve salgılamak üzere özelleşmiş olan epiteldir. Salgı yeteneği olan organlara bez adı verilir.
Salgı bezleri hücre sayısına göre;
*Tek hücreli Bezler
*Çok hücreli Bezler
şeklinde gruplandırılırlar. Tek hücreli bezler goblet hücresi olarak da bilinir. Bu hücreler tek başlarına salgı yapabilme yeteneğinde olup özellikle mide, solunum yollarlı gibi yerlerde mukus salgısının üretilmesini sağlarlar.
Salgı bezleri salgılarını döktükleri yere göre de sınıflandırılabilir.
Salgısını bir kanalla veya doğrudan vücut dışına yada vücut boşluklarına boşaltan bezlere kanallı bezler veya endokrin bezler,
Salgısını kana veren bezlere ise kanalsız veya endokrin bezler adı verilir.
Bunlara ek olarak pankreas gibi bazı bezler hem endokrin hem ekzokrin bez niteliğindedir.
Duyu Epiteli
Vücudun içinde ve dışında bulunabilen, iç ve dıştan gelen uyarıları alabilen, aldığı uyarıyı sinir sistemine aktarabilen özelleşmiş epitel hücreleridir. Özelleşmiş bu hücrelere reseptör denir. Reseptörler duyarlı oldukları uyarı tipine göre isimlendirilirler.
2. Bağ Doku
Çok miktarda hücreler arası madde ve dokuya özgü hücrelerden oluşur. hücreler arası madde kanda olduğu gibi sıvı, kemikte olduğu gibi katı olabilir.
a. Temel Bağ Doku
Asıl bağlayıcılık görevindeki bağ doku tipi bu olduğu için temel bağ doku olarak adlandırılır.
Vücudun hemen hemen her yerinde bulunabilir. Bu nedenle bitkilerdeki parankima dokusuna özdeş kabul edilir.
Hücreler arası madde doku hücreleri tarafından üretilir. Temel bağ dokunun ara maddesi yarı sıvı bir madde içinde çok sayıda liften oluşur.
Hayvanlarda üç tip lif bulunur;
*Kollojen lifler (Beyaz lifler): Kollojen adı verilen bir proteinden oluşan esnek protein ipliklerdir. Uzama yetenekleri çok azdır. Bulundukları yere esneklik ve dayanıklılık sağlarlar.
*Elastik lifler (Sarı lifler): Elastin adı verilen bir proteinden oluşmuş esnek protein ipliklerdir. Bir yay gibi yüksek uzama yeteneğine sahiptirler. Bulundukları yapının yüksek oranda genleşmesini ve eski şeklini geri kazanabilmesini sağlarlar.
*Retiküler lifler (Ağsı lifler): İpliklerin bir ağ gibi düzensiz şekilde dizildiği ipliklerdir. Daha çok farklı doku tiplerinin birleştiği kısımlar ile yüksek dayanıklılık gereken bölgelerde bulunurlar.
Temel bağ doku içinde birkaç tip hücre yer alır:
*Fibrositler: Temel bağ dokunun esas hücreleri olup ara madde içindeki liflerin sentezini sağlarlar.
*Makrofajlar: Amipsi hareket edebilen, fagositoz yeteneğindeki bağışıklık sistemi hücresidir.
*Mast hücreleri: Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparin ile kan damarlarını genişleten histamin maddelerini salgılarlar.
b. Yağ Doku:
Bağ dokunun özelleşmesiyle oluşmuştur. Yağ doku hücrelerine lipoblast adı verilir.
c. Kıkırdak Doku:
hücrelerine kondrosit, ara maddesine kondrin denir.
Köpek balıkları ve vatozlar hariç tüm omurgalılarda embriyonik iskeleti kıkırdaktan, ergin iskeleti ise kemikten oluşur. Köpek balıkları ve vatozlarda iskelet hep kıkırdak olarak kalır.
Kıkırdak dokuda kılcal kan damarı bulunmadığından hücrelere besin ve oksijenin ulaştırılması ile artıkların hücrelerden uzaklaştırılması bağ dokudan difüzyonla sağlanır.
Kıkırdak doku ara maddede bulunan liflere göre hiyalin, elastik ve lifli olmak üzere üçe ayrılır.
*Hiyalin Kıkırdak: Ara maddede bol miktarda kollojen lifler bulundurur. Omurgalıların embriyonik iskeletini oluşturan kıkırdak tipidir. Kollojen fibrillerin saydam rengi nedeniyle bu kıkırdak saydamdır.
*Elastik Kıkırdak: Ara maddede bol miktarda elastik lifler bulunur. Elastik fibrillerin rengi nedeniyle sarı renklidir. Bileşiminde az miktarda kollojen lifler de bulunur.
*Fibröz Kıkırdak: Çok yoğun miktarda kollojen lif, az miktarda hücre içerir.
d. Kemik Doku:
Hücrelerine osteosit adı verilir. Ara maddede organik ve inorganik bileşenler yer alır.
Osteositler tarafından sentezlenen kollojen lifler ara maddenin organik kısmını oluşturur ve osein olarak adlandırılır.
Bunun yanında kemik ara maddesinde yüksek miktarlarda inorganik maddeler yer alır. Bu inorganik maddeler çoğunlukla kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat ve magnezyum fosfat gibi inorganik maddelerdir. Yaş ilerledikçe kemik dokudaki organik madde miktarı azalır, inorganik madde miktarı artar.
Kemik doku yapısal olarak ikiye ayrılır :
*Süngerimsi Kemik Doku: Osteositler düzensiz olarak dizilmiş olup dokunun içinde çok sayıda delik bulunur. Adı da buradan gelmektedir. Bu deliklerin içi ilik adı verilen özel bir bağ doku ile doludur. Kırmızı renginden dolayı kırmızı ilik olarak adlandırılan bu yapı kan hücrelerinin sentezini gerçekleştirir.
*Sıkı kemik Doku: Süngerimsi kemik dokunun tersine hücreler özel ve düzenli bir dizilim gösterir. Osteositler uzun merkezi bir kanalın etrafından birkaç halka oluşturacak şekilde dizilmişlerdir. Bu uzun merkezi kanala Havers kanalı adı verilir. Havers kanalı sıkı kemik dokunun içinden damar ve sinirlerin geçtiği ana kanallardır. Bu kanallar arasında Walkmann kanalları denilen bunları bağlayan ince kanalcıklar da bulunur.
3. Kas Doku
Kas dokusu kas sistemini kas sistemi de iskelet sistemiyle birlikte canlılarda destek ve hareketi sağlar. Kas dokusunu oluşturan hücrelerin zarlarına sarkolemma, sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik retikulumlarına da sarkoplazmik retikulum denir. Kas sarkoplazmasında miyofibril adı verilen telcikler bulunur. Miyofibriller aktin ve miyozin adı verilen, kasılmayı sağlayan proteinlerden oluşur.
Kas dokuda hücreler arası madde ya hiç yok yada çok az bulunur.
Kaslar yapı ve çalışmaları bakımından üçe ayrılır;
Düz Kas:
*İnce uzun veya çubuk şeklinde hücrelerden oluşur.
*Hücreleri tek çekirdekli ve çekirdek hücrenin ortasındadır.
*Bantlı yapı göstermez.
*İç organlarda bulunur.
*İstem dışı çalışır. Otonom sinir sistemi ile kontrol edilir
*Yavaş kasılır ancak uzun süre kasılı halde kalabilir
*Sadece oksijenli solunum görülür.
Çizgili Kas:
*Mikroskop altında incelendiğinde bantlı yapı gösterir
*Hücreleri uzun, silindirik ve kalın uçludur.
*Çok çekirdekli görünür ve çekirdekler hücrenin kenarlarında konumlanmıştır.
*İskeleti sarar.
*İstemli çalışır. Merkezi sinir sistemi kontrolündedir.
*Hızlı kasılır. Çabuk yorulur.
*Oksijenli solunum ve laktik asit fermantasyonu yapabilir.
Kalp kası:
*Çizgili kas yapısındadır.
*Bantlı yapı gösterir.
*Hücreleri tek çekirdekli ve çekirdek hücrenin ortasındadır.
*İstem dışı çalışır.
*Otonom sinir sistemi ile kontrol edilir.
*O2 ihtiyacı fazladır. Sadece oksijenli solunumla ATP üretir.
4. Sinir Doku
Sinir hücreleri embriyolojik gelişim sırasında embriyonun ektoderm tabasının farklılaşmasıyla oluşur. Sinir doku uyartıları alma, iletme ve gerekli cevapları verme özelliği olan hücrelerden oluşmuştur. Sinir hücrelerine nöron denir. Bir nöron; dendritler, hücre gövdesi ve akson olmak üzere üç ana kısımdan oluşur.
Nöronların çoğunda, aksonu saran schwan hücrelerinden oluşmuş miyelin kılıf bulunur. Miyelin kılıf, uyarıların iletimini hızlandırır. Miyelin kılıfın aralarındaki kesik bölgelere ranvier boğum denir.
Nöronda uyartı sonucu oluşan elektrokimyasal değişime impuls denir. İmpulsun iletim yönü daima dentritten aksona doğrudur.
Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun dendritinin arasındaki boşluğa sinaps denir. İmpulsun sinapslardan geçişi kimyasaldır.
Sinir hücreleri bir kez oluştuktan sonra bir daha bölünüp çoğalamazlar. Ergin bir insanda zarar gören sinir hücreleri yenilenemez. Ancak bozulan sinir dokusunun yerine özel bir bağ dokusu kaplar.
Performans Ödevi Kapakları
Beğendiğiniz Ödev Kapaklarını resimlerin altlarındaki İNDİR 'e tıklayarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz. İndirdiğiniz word sayfalarında gerekli değişiklikleri yapıp, renkli çıktılarını alarak ödevlerinizde kullanabilirsiniz... İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR İNDİR . İNDİR İNDİR (alıntıdır)
0 Yorumlar