Domuz eti niçin haramdır?
CEVAP:*Bu yazı "Merak Ettiklerimiz 1 (Prof. Dr. Adem Tatlı)" adlı kitaptan
alınmıştır ve Prof. Dr. Selahattin Salimoğlu'na aittir. Cihan Yayınları,
ISTANBUL; ISBN 975 - 7486 - 13 - 2)
İMTİHANIN GEREĞİ Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir.
Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir
imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir. Cenab-ı Hak, cennete layık bir
duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve
yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır. Bu prensiplerin
gerek insanin şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır.
Dolayısıyla bunlar, emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor.
Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek
cok hikmeti vardir. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe calışacağız.
ZEHİRLİ MADDELER Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer.
Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ;
atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infarktüsüne sebep
olur. Ayrıca, domuz yağ içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler
mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf
bezlerinin fazla calismalari icab eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf
düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi seklinde kendini gösterir. Hasta çocugun
boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu
hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi
halinde, bütün lenf bezleri cerahatlanarak şişer. Ates yükselir, ağrı başlar ve
tehlikeli bir durum ortaya çıkar.
FAZLA MİKTARDA KÜKÜRT Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu,
kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış
olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde
iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz
eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen
sümüksü bag dokusu alir. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlıgına
tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana
gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri peltelesir, yağ tabakaları teşekkül eder.
Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve hareketsiz olur. Bazı
futbolcular bu sebeple mesleklerinden olmuşlardır.
ASIRI BÜYÜME Domuzda büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaçyüz
gram olan domuz yavrusu, alti ayda yüz kiloya (!) erişir. Bu kadar süratli
gelişme, büyüme hormonunun fazlalıgı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda
alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar.
Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir sekilde büyümesine ve vücudun
yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine
zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzlarin
belli bir yaştan sonra kansere yakalandıklarını ifade ederler.
DERİ HASTALIKLARI Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen
maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi
iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan cibani,
apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar ve damar iltihaplari gibi
hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalb
hastalarına domuz eti yememelerini tavsiye ederler.
BIR HATIRA Alman hekimi Prof. Dr. Reckeweg "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı
eserinde bir hatırasını şöyle anlatır: "Tedavi maksadıyla bir çiftçi ailesinin
biraz sapa yörede bulunan ciftligine gitmiştim. Babada müzmin antroz
(dejeneratif eklem hastaligi) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca
karaciğerinden de rahatsızdı. Annenin bacaklarında varis ve eziyet verici
kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızlari ise, kalp yetmezligi ve
romatizmadan rahatsiz idi. En saglıklıları görünmesine rağmen ogulları da anjin
sonrası kalp yetmezliğinden ve kan cibanindan müsteki idi. Evin öbür kizi ise
müzmin bronşitten muzdarip idi. Ogullarından bir digeri de, "domuz kıllanması"
ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatindan
rahatsız idi. Yukarida sakinlerinin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettigim
çiftlik evinde muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasinda
iri cüsseli bir domuz hic istifini bozmadan asagi dogru sarkan kalın bir ağaç
dalına abanarak sırtını kaşıyordu. Hastalara "Oradaki domuzu görüyormusunuz?
Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de
yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir." dedim.
Yukarida kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri
çiftlik sahiplerinden verdigim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten
vazgecerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o ciftliklerin
etrafındaki otlaklarda İslam ülkelerinde oldugu gibi küçük koyun sürüleri
yayılıyor."
DOMUZ ETİ VE TRİSİN Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi
de Trisin [oku: Trischin] hastaligidir. Domuzlar bu hastalıgı trisinli fare
yemek veya trisinli domuz eti ile beslenmekle alırlar. Fakat Trisin domuzlarda
agir bir hastalik yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir
hastalık meydana getirir. Domuz etiyle alınan Trisin kurtçuklar, mide ve
bağırsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trisin
kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas
dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adelelerinde felçler meydana
getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına
sebep olurlar. Bazi ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü
tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır. Trisin hastaligi, bilhassa
Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen,
İsveç, İngiltere ve Polonya'da Trisin salgınları görülmektedir. Yurdumuzdaysa,
yerli hristiyanların dışında Trisin hastalıgı görülmemistir.
GIDALAR VE İNSAN MİZACI İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde
kalırlar. Mesela kedi, köpek, arslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun,
keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarsa daha uysal ve yumuşak huylu
oldukları malumdur. Bu durumda, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla
beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların
ise daha sert mizaçlı olduklari tesbit edilmistir. Domuz, dişisini kıskanmayan
bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskanclık hissinin
zayıfladıgı veya dumura ugradıgı gözlenmistir Fransiz filozoflarından Savorin de
beslenmenin mizac üzerindeki bu tesirine cok önem vererek, "Bana ne yedigini
söyle, senin ne oldugunu haber vereyim." demiştir.
HELALLER IHTIYACA YETER Yüce Rabbimiz, istifademiz icin pek cok gida
yaratmistir. Bunun yaninda, bazi zararli seylerin yenip icilmesini
yasaklamistir. Cünki O, sonsuz sefkat ve merhamet sahibidir. Kullarina,
tasiyamayacaklari yükleri vermez. Emir ve yasaklari, insanlarin rahatlikla
altindan kalkabilecekleri seylerdir. Acaba insan icki icmeyince, domuz eti
yemeyince ne kaybeder?

Yorum Gönder

0 Yorumlar