CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (1923- …. )
1923 yılı yeni
Türkiye’nin kuruluşudur. Aydınlarımız, devlet adamlarımız ve yazarlarımız artık
tarihimizde artık yeni bir dönemin başlatılması gerektiğine inanmışlar. Bu
yüzden de 1923’te başlayan bu yeni oluşum edebiyatımızı da etkilemiştir.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını iki ana dönem içinde incelemek mümkündür.
-
1923-
1940 arası dönem
-
1940
sonrası dönem ( Son dönem)
1923- 1940 arası döneminin özellikleri:
1.
Dili sadeleştirme düşüncesinden dolayı konuşma dili ile yazı dili arasındaki
fark ortadan kalkmaya başladı.
2.
Eğitim ve öğretimin yaygınlaşmasıyla okur yazar oranı arttı.
3.
Milli Edebiyat döneminde başlayan Anadolu’ya yöneliş hız kazandı.
4.
Hece ölçüsünü kullanmaya başladılar.
5.
Halkın dertlerini, problemlerini ve Anadolu’nun güzelliklerini işlediler.
6.
Anadolu efsanelerinden, masallarından ve mitolojiden yararlandılar.
7.
Halk arasında yaşayan her türlü kültür unsurunu sanat eserlerinde işlediler.
8.
Bu dönem sanatçıları; maniler, türküler, halk efsaneleri, masallar ve halk
sanatlarının unsurlarını topladılar.
9.
1940’a kadar olan dönem içinde ( Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi) bazı şairlerin
aruz vezni ile sade şiirler yazdığını görüyoruz.
10.
Bu dönemde roman, hikaye, tiyatro, gezi
ve hatırat türlerinde de bir sadeleşme, kültür varlıklarımızdan
yararlanma göze çarparken; roman ve hikayede gerçekçilik akımı ön plana çıkar.
11.
Romanlarda genellikle Cumhuriyet devrimleri, ağa- köylü, patron- işçi, kadın-
erkek çatışması gibi konular işlenmişti.
12. Milli Edebiyat döneminde önemli olan olay hikâyesi yerini durum
hikâyesine bıraktı.
13.
Tiyatro hem metin hem de sahnelenme tekniği açısında oldukça ilerledi.
14.
Deneme, eleştiri gibi öğretici türler bu dönemde önem kazandı.
15.
Şiirde birçok akım ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyet döneminde
ortaya çıkan edebi topluluklar:
a- 1923- 1940 Yılına
Kadar Türk Edebiyatı:
1. Beş Hececiler.
2. Yedi Meşaleciler
b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı :
1. Garipçiler
2.
İkinci Yeniciler
3.
Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler)
4.
Mavi Akımı
5.
Hisarcılar
6.
Toplumsal Gerçekçiler
7.
Mistikçiler
8.
Post Modernistler
9.
Öz Şiir Yanlıları
BEŞ HECECİLER
1. Hecenin
beş şairi adıyla anılan bu sanatçılar Milli edebiyat akımından etkilenmiş ve
şiirlerinde sadece hece veznini kullanmışlardır.
2.
Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir.
3.
Beş Hececiler şiire Birinci Dünya Savaşı ve milli mücadele döneminde
başlamışlardır.
4.
Beş Hececiler şiirlerinde önce aruzu kullanmışlardır, heceye sonra
yönelmişlerdir.
5.
Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi
temaları işlemişlerdir.
6.
Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler.
7.
Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar.
8.
Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düzyazıdaki söz diziminin şiirlerde de
görülmesi Beş Hececilerde sık rastlanan bir özelliktir.
9.
Toplumsal bilinç eksikliği hepsini romantizme götürmüştür.
10.
Sığ bir memleketçi edebiyat oluşturmuşlardır.
11.
Beş Hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur:
-
Faruk
Nafiz Çamlıbel
-
Enis
Behiç Koryürek
-
Halit
Fahri Ozansoy
-
Orhan
Seyfi Orhon
-
Yusuf
Ziya Ortaç
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898- 1973)
1.
Şiire Birinci Dünya Savaşı’nda aruzla başladı. Daha sonra da hece ile şiirler
yazmaya başladı; fakat hece ile şiirler yazarken aruzla şiirler yazmaya da
devam etti.
2.
Duygu ve düşünceyi bir arada yürüten, romantik ve realist konu ve hayatları
işleyen şiirleriyle ün yapmıştır.
3.
Şiirlerinde Anadolu’yu ve memleket sevgisini anlatır. Memleketçi şiirin en
önemli ismidir.
4.
En ünlü şiiri “Han Duvarları”nda İstanbul’dan Kayseri’ye yapılan üç günlük
yolcuğu anlatmıştır.
5.
Şiirlerindeki başlıca temalar aşk, hasret, tabiat, ölüm, kahramanlık ve
ihtirastır.
6.
Dili sade ve akıcıdır. Söz sanatlarına yer veren güçlü bir üslubu vardır.
ŞİİR: Elimle Seçtiklerim, Heyecan ve Sükun, Şarkın Sultanları, Bir Ömür Böyle Geçti, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Han Duvarları, Suda Halkalar
OYUN: Canavar, Akın, Özyurt,
Kahraman, Yayla Kartalı
ROMAN: Yıldız Yağmuru
ENİS BEHİÇ KORYÜREK (1891- 1949)
1.
İlk şiirlerini Servet-i Fünun etkisinde
yazdı.
2.
Şiire aruz vezni ile başlamıştır.
3.
Türk denizcilerini anlattığı “ Gemiciler” şiiri çok ünlüdür.
4.
Hece ile yazdığı ilk şiirlerinde aşk duygularına yer vermekle beraber, daha
sonra Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları ve tarihi kahramanlıkları
işleyen heyecan yüklü epik şiirler yazmıştır.
5.
Heceyi pek başarılı kullanamamıştır.
ŞİİR: Miras, Güneşin Ölümü, Varidat-
ı Süleyman
HALİT FAHRİ OZANSOY (1891- 1971)
1.
Şiire aruzla başlamıştır. “ Aruza Veda” adlı şiiriyle aruz veznini bırakıp
heceye yönelmiştir.
2.
Şiirlerinde çoğunlukla egzotik sahnelere, hüzün ve melankoli gibi bireysel
duygulara, aşk ve ölüm temalarına rastlanır.
3.
Beş Hececilerin hüzün şairidir.
4.
Şiirlerinde konuşulan Türkçeyi başarıyla kullanmıştır.
5.
Şiir, roman ve tiyatro türlerinde eserleri vardır.
ŞİİR: Rüya, Efsaneler, Cenk Duyguları,
Balkonda Saatler
OYUN: Baykuş, Hayalet, Sönen Kandiller
ROMAN-Sulara Giden Köprü
ANI-Edebiyatçılar Geçiyor
ORHAN SEYFİ ORHON (1890-1972)
1.
Şiire aruzla başlar daha sonra heceyle devam eder.
2.
Şiirlerinde daha çok şahsi konuları işler.
3.
Bazı şiirlerinde halk şiirinin şekillerini de kullanmıştır.
4.
Bireysel duyguları işleyen, ahenkli ve zarif şiirlerinde temiz, duru bir Türkçe
kullanmıştır.
ŞİİR:O Beyaz Bir Kuştu, Fırtına ve Kar,
Gönülden Sesler
ROMAN: Çocuk Adam
ÖYKÜ: Düğün Gecesi
FIKRA: Kulaktan Kulağa
MANZUM MASAL: Peri Kız İle Çoban Hikâyesi
YUSUF ZİYA ORTAÇ ( 1896- 1967)
1.
Yusuf Ziya da diğerleri gibi şiire aruzla başlamış daha sonra heceye geçmiştir.
2.
Şiirlerinde günlük hayatın çeşitli görünümlerini sade bir dille işlemiştir.
3. “ Akbaba” adlı mizah dergisini çıkarmıştır.
4.
İlk manzum piyesi yazmıştır.
ŞİİR: Akından Akına, Cenk Ufukları, Aşıklar Yolu, Yanardağ
OYUN: Bir Rüzgâr Esti, Binnaz
ROMAN- Göç
FIKRA- Beşik
GEZİ- Göz Ucuyla Avrupa
ANI- Portreler, Bizim Yokuş
MANZUM HİKÂYE- Kürkçü Dükkanı
YEDİ MEŞALECİLER
1. Yedi Meşaleciler, Cumhuriyet döneminin ilk edebi topluluğudur.
2. Milli edebiyatçıların gerçekten uzak, duygusal memeleketçiliklerine
karşı doğmuştur.
3. “ Yedi Meşale” adında ortak bir şiir dergisi çıkararak, Türk şiirine
yeni bir ufuk açmaya çalışmışlardır.
4. İlkelerini samimilik, içtenlik, canlılık ve devamlı yenilik şeklinde
açıkladılar.
5. Batı edebiyatını özellikle Fransız edebiyatını kendilerine örnek
aldıklarını söylemişlerdir ancak Beş Hececilerin yolundan gitmişlerdir.
6. Beyanname ile ortaya çıkan ikinci topluluktur.
7. Geleneksel temalar yerine yeni temalar bulup bunları işlemeyi
amaçlamışlardır.
8. Sanat için sanat anlayışını benimsemişlerdir.
9. Yedi Meşaleciler şu sanatçılardan oluşmuştur:
Cevdet Kudret Solok
Vasfi Mahir Kocatürk
Ziya Osman Saba
Yaşar Nabi Nayır
Muammer Lütfi
Sabri Esat Siyavuşgil
Kenan Hulusi Koray
ZİYA OSMAN SABA ( 1910- 1957)
1. Şiirlerinde çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, ev ve
aile sevgisi, yoksu yaşamlara karşı utanç ve acıma, Allah’a kulluk, kadere
boyun eğme, küçük mutluluklarla yetinme ve ölüm konularını işlemiştir.
2. Yedi Meşalenin en sadık şairidir.
3. Yunus ve Mevlana’nın günümüzdeki sesi olmuştur.
4. Hece ölçüsünü kullanmakla birliklte1940’tan sonra
serbest şiir yazmaya başlamıştır.
ŞİİR: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak
ÖYKÜ: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul
YAŞAR NABİ NAYIR ( 1908- 1981)
1. Şiirle
edebiyata girdi. İleriki yıllarda düzyazıya yöneldi.
2. Fransız edebiyatından çeviriler yaptı.
3. En önemli yönü, 48 yıl hiç aksatmadan yayımladığı
Varlık Dergisi’dir.
ŞİİR: Kahramanlar, Onar Mısra
KENAN HULUSİ KORAY ( 1906- 1944)
1. Yedi Meşale içinde şiir yazmayan tek kişidir.
2. Hikâyeleri ile tanındı. Küçük hikâye tarzını
benimsedi.
3. Cumhuriyet döneminin korku türünde hikâye yazan milk
sanatçısıdır.
ÖYKÜ: Osmanoflar, Bahar Hikâyeleri
CEVDET KUDRET SOLOK
ROMAN: Havada Bulut
Yok
DENEME: Dilleri Var Bizim Dillere Benzemez
SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL
Edebiyata
şiirle başlayan sanatçı “ Yedi Meşale” adlı ortak kitapta ve “ Meşale”
dergisinde şiirlerini yayımlamış; ekspresyonizm ve resim ve renge verdiği
önemle şiir alanında başarı sağlamıştır.
ŞİİR:Odalar ve Sofalar
MEMLEKETÇİLER ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını
Sürdürenler)
ORHAN ŞAİK GÖKYAY
1. Edebiyat araştırmacısıdır.
2. Dede Korkut Hikâyeleri ile ilgili çalışmaları vardır.
ŞİİR: Bu Vatan Kimin?
ELEŞTİRİ: Destursuz Bağa Girenler
BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR
1. Âşık Ömer mahlasıyla şiirler yazmıştır.
2. Onuncu Yıl Marşı’nın söz yazarlarından biridir. (
Diğeri Faruk Nafiz )
ŞİİR: Burda Bir Kalp Çarpıyor, Erciyes’ten Kopan Çığ, Benden
İçeri
ARİF NİHAT ASYA
1.
Edebiyatımızın bayrak şairidir. (2010)
2. Eserlerinde ana tema yurt ve millet sevgisidir.
3. Rubaileriyle ünlenmiştir.
ŞİİR: Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Dualar ve
Aminler, Yastığımın Rüyası, Aynalarda Kalan
KEMALETTİN KAMU
1. Edebiyatımızın gurbet şairidir.
2. Bingöl Çobanları adlı pastoral şiirle ünlenmiştir.
AHMET KUTSİ TECER
1. Hem şiirleri hem tiyatroları vardır.
2. Şiirlerin Dergâh ve Yeni Mecmua dergilerinde
yayınlamıştır.
3. Halk kültürü ve folkloruna büyük önem vermiştir.
4. Âşık Veysel’i keşfetmiştir.
ŞİİR : Nerdesin?, Orda Bir Köy Var Uzakta, Halay Çeken Kızlar
TİYATRO: Köşebaşı ( Batı’yı taklit edenleri eleştirmiş),
Koçyiğit Köroğlu, Satılık Ev, Bir Pazar Günü
NECMETTİN HALİL ONAN
“Bir Yolcuya” adlı
şiiriyle ünlenmiştir.
I.YENİCİLER (GARİPÇİLER)
1. 1940 yılında Garipçiler adıyla çıkan topluluğun
ortaya koyduğu bir sanat anlayışıdır.
2. Şiirde her türlü kurala ve kalıba karşı çıkmışlardır.
3. Şiirde ölçü, uyak ve dörtlüğe karşı çıkmışlardır.
4. Şiirde şairaneliği, mecazlı ve sanatlı söyleyişleri
kabul etmediler.
5. Süslü, sanatlı dile karşı çıkarak sade bir dil
kullandılar.
6. Şiirde o güne kadar işlenmedik konuları ele aldılar.
7. Konuşma dili ile günlük sıradan konuları işlediler.
8. İşledikleri konular günlük hayattan sıradan
insanların problemleri, yaşama sevinci ve hayattaki bazı garipliklerdir.
9.
Halk deyişlerinden yararlanmışlardır.
10. Sürrealizm ve dadaizmden yararlanmıştır.
11. Anlam şiirin en önemli parçası haline gelmiştir.
12. Öyküleyici anlatıma önem vermişlerdir.
13. Espriden ve şaşırtmacadan yararlanmışlardır.
14. Toplumsal aksaklıklar mizahi bir şekilde işlenmiştir.
15. “Kitabe-i Seng-i Mezar” şiiriyle Garip akımı başlar.
ORHAN VELİ KANIK
1.
Türk şiirinde iki arkadaşıyla birlikte atılım yapmış, yeni bir anlayışın öncüsü
olmuştur.
2.
1914’te arkadaşlarıyla birlikte yayımladıkları “Garip” adlı şiir kitabı ve
yazdığı önsöz, Türk şiirinde günden güne donmuş olan eski değerleri yıkmış, şiire
başka bir açıdan bakılmasını sağlamıştır.
Şiire getirdiği yenilikler:
a. Ölçüye baş kaldırıp serbest yazmak
b. Kafiyeyi şiir için gerekli görmekten vazgeçmek
c. Şairane duyuları, parlak görüntüleri şiirden silmek
ç. Şiiri hayal gücünün kapalı duvarlarından kurtarıp,
gerçek hayata çıkarmak.
d. Yapmacıksız, tabii bir söyleyişle, günlük yaşayış
içinde halktan insanları yakalamak
e. Her çeşit kelimeyi, konuyu şiire sokmak.
f. Halk deyişlerinden yararlanmak ve toplumla ilgili
yergiye yer vermek.
ŞİİR: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı, Vazgeçemediğim, Garip
NESİR: Denize Doğru, Bindiğimiz Dal,
Sanat ve Edebiyatımız
ÇEVİRİ: La Fontaine Masalları, Nasrettin
Hoca Hikayeleri
OKTAY RIFAT HOROZCU (1914- 1988)
1.
Garip akımının temsilcilerindendir.
2. Başlangıçta, yeni bir hava içinde, güçlü aşk şiirleri
vardır.
3. Toplumcu sanat ilkesinden hareketle halk deyimi ve
söyleyişlerinden masal ve tekerlemelerden
yararlanarak başarılı taşlamalar; sosyal şiirler yazdı.
4. “ Perçemli Sokak” adlı kitabıyla birlikte şiir
anlayışında büyük değişiklik olmuş soyut şiire kaymıştır.
5. Bireyci, toplumcu, gerçeküstücü akımların
penceresinden dünyayı mutlu bir gözle seyreder, modern ressamlar gibi
sözcüklerle tablolar çizer.
6. Son şiirlerinde öz ve biçim yoğunlaştırmalarıyla
estetik planda yeni ve güçlü bir şiir estetiği yakalamıştır.
ŞİİR: Karga
İle Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak Koca Bir
Yaz, Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik
Üzerine Şiirler, Elleri Var Özgürlüğün,
Perçemli Sokak
OYUN: Kadınlar Arasında, Yağmur Sıkıntısı,
Birtakım İnsanlar
MELİH CEVDET ANDAY (1915- 2002)
1. Garip akımının temsilcilerindendir.
2. Şiirlerinde toplumsal gerçekliği inceler.
3. Daha sonra ilk şiirlerindeki romantizmden sıyrılarak
duygulardan çok aklın egemenliğine, güzel günlerin özlemine bırakır.
4. Yunan mitolojisinden etkilenmiştir.
5. Söz oyunlarından arınmış yalın bir dili vardır.
6. Düz yazılarında ise yoğun bir düşünce, şiirsel,
esprili özlü bir dil vardır.
7. Fıkra, makale, gezi, roman, tiyatro ve şiir
yazmıştır. Çevirileri de vardır.
ŞİİR: Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Kolları
Bağlı Odesa, Ölümsüzlük Ardında, Gılgamış, Yağmurun Altında, Yan yana
ROMAN: İsa’nın Güncesi, Aylaklar, Göçebe Denizin Üstünde
OYUN: Mikado’nun Çöpleri, İçerdekiler, Ölüler Konuşmak İster, Gizli Emir,
Komedya
İKİNCİ YENİ
1.
Anlama değil ses güzelliğine önem vermişledir.
2.
Batı’da gerçeküstücülerin kullandıkları bilinçaltını harekete geçirme
yönteminden faydalanırlar.
3.
Sözcükler arasındaki anlamsal bağlantıları kopararak yeni yeni görüntüler
yaratma yolunu seçmişlerdir.
4.
İmgeye kapıları yeniden ve sonuna kadar açmışlardır.
5.
Basitlik, sadelik ve aleladelikten ayrılmışlardır.
6.
Halkın hayatından ve kültüründen uzaklaşmışlardır.
7.
Folkloru şiire düşman etmişlerdir.
8.
Şehirli adam tipi çizmeye boş vermişlerdir.
9.
Şiiri akıldan ve anlamdan kaydırmışlardır.
10.
Duyuya ve çağrışıma yaslanmışlardır.
11.
Fakir çoğunluğa değil, aydın azınlığa seslenmişlerdir.
12.
Edebi sanatlara özgürlük tanımışlardır.
13.
Aydınlara seslenmişlerdir.
14.
Nükte, şaşırtma ve tekerlemeden kaçmışlardır.
15.
Daha çok bireyin toplumdaki yalnızlığı, sıkıntıları, çevreye uyumsuzlukları
gibi temalara ağırlık verdiler.
16.
Dönemin siyasi baskısından kaçmakla ve biçimcilikle eleştirildiler.
17.
Konuşma diline sırt çevirmişlerdir. Serbest çağrışıma dayanan şiirleri, kopuk
kopuktur.
18. Tesadüfen seçilmiş sözcük veya cümlelerin alt alta sıralanmasıyla şiirin
oluşturulduğu intibaını verirler.
19.
Genelde cümle yapıları bozuktur. Bir boş vermişlik havası hakimdir.
20.
Bu akımın temsilcileri arasında ilk akla gelen Cemal Süreya’dır.
GARİP AKIMI’YLA ORTAK YÖNLERİ
1.
İkinci Yeni de Türk şiir geleneğiyle bağını koparır.
2.
Garipçiler ölçüsüyle, uyağıyla, kitaplardan öğrenilmiş çeşitli sanatlarıyla
bütün bir geleneğe savaş açmışlardır. İkinci Yeni böyle bir savaşa kalkışmazlar
ama gelenekle bir ilişiki de kurmazlar.
3.
Garip Akımı gibi İkinci Yeni de mısracı şiire karşı çıkar.
4.
Garip Akımı gibi İkinci Yeni de gözünü Batı’ya çevirir.
5.
Modern şairlere –özellikle de gerçeküstücülere- ilgi gösterirler.
6.
Garip Akımı gibi İkinci Yeni de ideolojik bağlanmaya yanaşmaz.
7. Toplum
sorunları ve yurt gerçekleriyle ilgilenmez.
8.
Salt şiire, arı şiire varmaya çalışır.
ŞAİRLERİ: Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece, Ayhan (İkinci
Yeni’nin keşişi de denir.), Oktay Rıfat, Metin Eloğlu, Turgay Gönenç, Sezai
Karakoç, Özdemir İnce, Ülkü Taner, Ahmet Oktay, Kemal Özer
TURGUT UYAR (1927-1985)
1.
Ölçülü, uyaklı ilk dönem şiirlerinde daha çok kişisel yaşantısı üzerinde durdu.
2.
Aşk, ayrılık, ölüm temalarını işlediği bu dönem şiirlerinde Garip akımının
izleri görülür.
3.
Daha sonra yoğun imgelerin ve simgeci bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle
İkinci Yeni’nin başlıca şairlerinden biri oldu.
4.
Sanatını halk şiirinin deyişleri ve divan şiirinin biçimlerinden yararlanarak
geliştirdi.
5.
Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı, parçalılığı ve sarsıntıyla içeren bir
şiir oluşturdu.
6.
Lirik şiirin geleneksel sınırlarını zorladı.
7.
Şiirle düzyazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırdı.
8.
Son dönem şiirlerinde başlangıçtaki zengin doku giderek yalınlaştı, daha
karamsar olmaya başladığı görüldü.
ŞİİR : Arz-ı Hal, Türkiye’m, Dünyanın En Güzel Arabistan’ı, Tütünler Islak
CEMAL SÜREYA
1.
Oluşum, Türkiye Yazıları, Maliye Yazıları dergileri ile Saçak dergisinin
kültür-sanat bölümünü bir süre yönetti.
2.
Politika, Aydınlık ve Yeni Ulus gazeteleri ile Yazko Somut ve 2000’e Doğru
dergilerinde köşe yazıları yazdı.
3.
İkinci Yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılır. Şiire lise
yıllarında aruz denemeleriyle başladı.
4.
İlk şiiri “Şarkısı-Beyaz” Ocak 1953’te Mülkiye dergisinde yayınlandı.
5.
1950’lerin başlarında gelişen İkinci Yeni hareketine katılmakla birlikte,
şiirde anlamsızlığı savunan görüşleri benimsemedi.
6.
Karşı çıktığı geleneğin diri değerlerinden yararlandı.
7.
Şiirde erotizmi canlandırırken toplumsal değerlere uzak düşmedi.
8.
Şiirin “anayasaya aykırı” olduğunu, doğanın ahlakı kovduğu yerde ve yasadışı
olduğunu savundu.
ŞİİR: Üvercinka, Sevda Sözleri, Öp Beni Sonra Doğur Beni
DÜZYAZI: Şapkam Dolu Çiçekle, Günübirlik
İLHAN BERK
1.
İlk şiirlerinde Nazım Hikmet etkisi vardır.
2.
Geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirir.
3.
Genç şairleri etkiledi, onların bazı özelliklerinden de etkilendi.
4.
İkinci Yeni akımına katıldı.
5.
Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi.
6.
Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi.
7.
Şiirde konuyu tümüyle yok etme deneyine geçişti.
8.
“Âşıkane”de nesneleri aşırı biçimde
vurguladı, bu vurgu giderek kendi benliğine yöneldi.
9.
“Şenlikname”de şiiri iyice yöneldi.
10.
Doğu şirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden
yararlandı.
11.
Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşuyla 20. yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasındadır.
ŞİİR: Kül, Güneşi Yakanların
Selamı, İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Köroğlu, Otağ, Türkiye Şarkısı,
Âşıkane, Delta ve Çocuk
SEZAİ KARAKOÇ
1. 1933’te Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu.
2. Parasız yatılı okuduğu Gaziantep Lisesi’ni 1950’de bitirdi.
3. Üniversite yıllarında 1955’ta “Şiir Sanatı” dergisini
çıkardı.
4. Mülkiye,
Yenilik, XX. Asır, İstanbul, Şiir Sanatı dergilerindeki şiirleriyle tanındı.
5.
Başlangıçta Pazar Postası’nda İkinci Yeni akımı doğrultusunda şiirler yazdı.
6. Daha sonraki
yıllarda tümüyle kendi şiirine yöneldi.
7. Yeni
biçim araştırmalarına, değişik imgelerle kendine özgü, mistik ve İslamî içeriğe yer veren eserleriyle kuşağının en iyi
şairleri arasına girdi.
8. Gazete yazılarında ise İslam toplumlarının çağdaş dünyadaki
konumlarını ele aldı.
9. Eski Türk uygarlıklarına ilişkin değerlerle, çağdaş bir kişilik
oluşturma düşüncelerini işledi.
10. Mona Rosa şiirleriyle edebiyatımızda haklı bir yer edindi.
ŞİİR: Şahdamar, Kıyamet Aşısı, Zamana
Adanmış Sözler, Alınyazısı Saati,
Hızırla Kırk Saat, Sesler, Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Şiirler, Ayinleri
Leyla İle Mecnun, Ateş Dansı
ECE AYHAN
1. 1391 yılında Muğla-Datça’da doğdu. Asıl adı Ece Ayhan Çağlar
2. İlk şiiri 1954’te “Türk Dili
Dergisi”nde yayınlandı. Daha sonra Türk Dili, Varlık, Yenilik, Seçilmiş
Hikâyeler, Pazar Postası, Yeditepe dergileri şiirlerine yer verdi.
3. Özellikle Pazar Postası’ndaki şiirleriyle ünlendi.
4. 1959’da basılan ilk kitabı Kınar
Hanımın Denizleri”yle büyük ilgi uyandırdı.
5. Kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örtülü şiirleriyle hem Türk
şiirinde hem de İkinci Yeni’nin içinde farklı bir kanal açtı.
6. Çağdaşı Edip Cansever’e göre, bu dili aşmak, şiirini anlamak için
başvurulacak yol yine Ece Ayhan şiirleridir.
7. Eve Ayhan her şiirinde hem şiir hem Türkiye üzerine görüşlerini
anlatır.
8. 1965’te basılan Bakışsız Bir Kedi Kara ve 1968’de yayınlanan
Ortodoksluklar Ece Ayhan’ın özel dilinin yapıtaşları oldu.
ŞİİRLERİ: Kınar Hanımın Denizleri,
Ortodoksluklar, Zambaklı Padişah, Sivil Şiirler, Bakışsız Bir Kedi Kara, Yort Savul, Çok Eski
Adıyladır.
EDİP CANSEVER
1. 8 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu.
2. 1976’dan sonra yalnızca şiirle uğraştı. İlk şiiri 1944’te İstanbul
dergisinde yayınlandı. Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Kaynak dergilerinde
çıkan ilk gençlik şiirleri “İkindi Üstü”
kitabında topladı.
3. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi.
4. Şiirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri
eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bıraktı.
5. “Dize işlevini yitirdi.” gerekçesiyle yeni arayışlara yöneldi. Şiirde
tiyatrodan esinlenen diyaloglar kullanıldı. “Nerde Antigone”. “Tragedyalar”,
“Çağrılmayan Yakup” bu dönemin ürünleridir.
6. Yine de İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmadı.
7. Çok farklı imgeler kullanılırken bile düşünce öğesini göz ardı etmedi.
Yapıtlarına tutarlı bir bütünlük kazandırdı.
8. Şiirinde düzyazı olanaklarını kullanmaktan da çekinmedi.
9. Yalnız şiirleriyle değil tepkileri ve yaşam biçimiyle de kendisinden
söz ettirdi.
ŞİİR: İkindi Üstü, Yerçekimli Karanfil,
Çağrılmayan Yakup, Bezik Oynayan Kadınlar, Nerde Antigone, Sevda ile
Sevgi Dirlik Düzenlik, Umutsuzlar Parkı, Tragedyalar, Kirli Ağustos,
Sonrası Kalır, Ben Ruhi Bey NASılım, Şairin Seyir Defteri,, Yeniden, İlkyaz
Şikayetçileri, Oteller Kenti
DÜZYAZI: Gül Dönüyor Avucumda
ÜLKÜ TAMER
1. 20 Şubat 1937’de Gaziantep’te doğdu.
2. İlk şiiri 1954’te “Kaynak” dergisinde yayınlandı. Pazar Postası,
Yelken, Yeditepe, “a” gibi dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı.
3. 1959’da basılan ilk şiir kitabı “Soğuk
Otlar Altında” ile başlayan İkinci Yeni duyarlılığını yansıtan
soyutlamalara yönelik, yoğun ve özgün bir imge anlayışı geliştirdi.
4. Yalın bir dil kullandığı şiirlerinde giderek toplumsal kaygılar ve
düşünce öğeleri ağırlık kazandı.
5. Türkü, koşma, tadında, masalları, doğa görüntülerini işledi.
ŞİİR: Soğuk Otlar Altında, Ezra ile
Gary, İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür, Gök onları Yanıltmaz, Virgülün
Başından Geçenler, Sıragöller,
Yanardağın Üstündeki Kuş.
MAVİCİLER
Mavi dergisi etrafında toplanan
toplumcu gerçekçi şairlerin oluşturduğu edebi akımdır. Şiirde ölçü ve uyağı
gerekli görmemişler, Nazım Hikmet ve Attila İlhan’ın izinden yürümüşlerdir.
ATTİLA İLHAN (1925-2005)
1. Yüksek öğrenimini yarım bırakmış, bir süre gazetecilik yapmış,
yazarlıkta karar kılmıştır.
2. “Cebbar Oğlu Mehemmed”
şiiriyle adını duyurmuştur.
3. Şiir, roman, eleştiri alanında eserler vermiştir.
4. Romantik bir duyarlılıkla gerçekçilik açısından çağımıza bakar.
5. Gerçeklerden çok anılara sığınan bir karakter yapısına sahiptir.
6. En çok aşk, intihar, içki, ölüm, kavga, kahramanlık temalarını işler.
7. Şiirlerde Divan şiirinin biçim özelliklerinden, imgelerinden
yararlanır.
8. Canlı konuşma diline, argoya, halk deyimlerine geniş ölçüde yer
vermiştir.
ŞİİR: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Yasak Sevişmek, Elde
Var Hüzün.
ROMAN: Sokaktaki Adam, Zenciler
Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası,
Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı
HİSARCILAR
1. Garipçilere tepki olarak doğan bir edebi eğilimdir.
2. Milli manevi değerlere dayalı bir şiir anlayışı ortaya koymuşlardır.
3. Ölçü ve uyağı önemsemişlerdir.
4. Aşk, doğa ve yurt sevgisini işlemişlerdir.
Mehmet
Çınarlı, İlhan Gencer, Yavuz Bülent Bakiler
MEHMET ÇINARLI
1. Arkadaşlarıyla Hisar dergisini kurdu.
2. Çeşitli dergilerde şiir de yazıları yayınlandı.
3. Çınarlı, geleceğe bağlı bir şairdir.
4. Aruz ve heceyle yazdı.
ŞİİR: Güneş Rengi Kadehlerle, Gerçek
Hayali Aştı, Bir Yeni Dünya Kurmuşum, Zaman
Perdesi
YAVUZ BÜLENT BAKİLER
1. 23 Nisan 1936 yılında Sivas’ta doğdu, Hisar dergisi şairleri arasında
yer aldı.
2. Geleneksel şiirlerimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir
potasında eriterek kişiliğine kavuştu.
3. Şiirlerinde Anadolu’ya, Anadolu insanına eğimli, onların sorunlarını
yapıcı bir tavırla dile getirmiştir.
4. Sadece ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu vardır.
5. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile Arif Nihat
Asya’nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir.
ŞİİR: Yalnızlık, Duvak, Seninle
GEZİ NOTLARI: Üsküp’ten Kosova’ya
İLHAN GEÇER
1. 1917’de İstanbul’da doğdu.
2. 1950’de Hisar dergisini kurdu. Şiir ve eleştirilerinin bu dergide
yayınladı.
3. Romantik bir ozandır.
4. Aşk ve ulusal duyguları yansıtan şiirleriyle tanınır.
5. Şiirlerinin çoğu bestelendi ve sevilen şarkılar olarak diline
yerleşti.
ŞİİR: Büyüyen Eller, Belki, Yeşil Çağ
TOPLUMCU ŞİİR VE SERBEST NAZIM
TOPLUMSAL GERÇEKÇİLER
1. 1930’lu yıllardan itibaren roman ve hikâyede köylüden, işçiden ve dar
gelirliden söz edilmeye başlanır. Bu durum gelişme ihtiyacının yanında
ideolojik tavırdan da kaynaklıdır.
2. Olay örgüsü, insana özgü bir gerçekliği ifade etmek üzere düzenlenir.
3. Toplumcu gerçekçiler toplumdaki düzensizlikleri ve çatışmalar ile köy
gibi küçük yerlerinin sorunları üzerinde yoğunlaşırlar. Dolayısıyla eserlerini
ağa-köylü, Öğretmen-imam, halk-yönetici, zengin-fakir, aydın-cahil gibi
farklılıklar üzerine kurarlar.
4. Anadolu coğrafyası ile insanı konu edilirken büyük şehirlere göçün
ortaya çıkardığı problemlerin üzerinde durulur.
5. Sanat eserlerini belli görüşleri ifade etmek için araç olarak
kullanırlar.
6. Bazı yazarlar halkı aydınlatmak için bazı bölgeleri özellikle konu
olarak seçerler.
KEMAL TAHİR (1910-1973)
1. Cumhuriyet dönemi yazarlarından olan sanatçı ortaöğrenimini yarı da
bırakmış, gazetecilik yapmış, siyasal düşüncelerinden dolayı Anadolu’nun
çeşitli cezaevlerinde 12 yıl hapis yatmıştır.
2. Konularını Çankırı, Çorum dolaylarından, cezaevi yaşantılarından, Kurtuluş Savaşı’ndan, eikıya
menkıbelerinden alır.
3. Romanlarında köyü ve köylü
sorunlarını incelemiştir.
4. Osmanlı sosyal hayatı ve devlet
yapısı üzerinde önemle durmuş, romanlarının çoğunda bu konudaki görüşlerini
ortaya koymuştur.
ROMAN: Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yedi Çınar
Yaylası, Köyün Kamburu, Esir Şehrin
Mahpusu, Kelleci Mehmet, Yorgun Savaşçı,
Bozkırdaki çekirdek, Devlet Ana, Kurt Kanunu
ORHAN KEMAL(1914-1970)
1. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, Adana doğumludur.
2. Çocukluğu sıkıntılarla geçmiş, öğrenimini sürdüremeyince pamuk
fabrikalarında işçilik, dokumacılık, kâtiplik yapmıştır.
3. 1950’den sonra İstanbul’a gelerek yazarlığa başlamıştır.
4. Önceleri şiir yazan sanatçı, yetiştiği ve savaşa savaşını yakından
bildiği çevrelerin anlatıcısı olmuş, yoksul insanların aşklarını, geçim
sıkıntılarını, mücadelelerini yansıtmıştır.
5. Kahramanları işçi, ırgat, mahpus, gardiyan, bekçi, çöpçü… olan birçok
öykü ve roman yazmıştır.
6. Orhan Kemal konu bulmakta hiç zorluk çekmemiş; sosyal, gerçekçi bir
anlayışla eserler vermiştir.
7. Kişileri konuşturmada çok başarılı olan yazarın yalın ve canlı bir
anlatımı vardır.
ÖYKÜ: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının
Kızı, 72. Koğuş, Grev
ROMAN: Baba Evi, Murtaza, Hanımın
Çiftliği, Gurbet Kuşları, Avare
Yıllar, Bereketli Topraklar Üzerinde, El Kızı
YAŞAR KEMAL (1923-…)
1. Asıl adı Kemal Sadık Göğçeli olan sanatçı Adana’da doğdu. Çocukluğunda
bir süre işte çalıştı. İstanbul’ gelince gazeteciliğe başladı.
2. Sanatçılığa şiirle başlayan sanatçı asıl ününü romanlarıyla
kazanmıştır.
3. Eserlerinde genellikle Çukurova insanlarının sorunlarını destansı,
şiirli bir dille anlatmış, güçlü doğa betimlemeleri yapmıştır.
4. Anadolu folklorundan, efsanelerinden ve halk hikâyelerinden
yararlanmıştır.
5. Temiz bir Türkçesi, kendine özgü anlatımı, şiirsel bir söyleyişi
vardır.
6. Uluslar arası bazı ödüller alan sanatçının öykü ve röportaj türündeki
eserleri de önemlidir.
ÖYKÜ: Sarı Sıcak
ROMAN: Teneke, Beyaz Mendil, İnce memed, Namus Düşmanı, Ala Geyik, Ölüm Tarlası, Yılanı Öldürseler. Orta Direk, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yer Demir
Göl Bakır, Ağrı Dağı Efsanesi, Çakırcalı Efe, Yusufçuk Yusuf
FAKİR BAYKURT
1. 1929’DA Burdur’ın Yeşilova ilçesi Akçaköy’de doğdu.
2. 1948’de Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdi, 5 yıl köy öğretmenliği yaptı.
3.
İlk romanı “Yılanların Öcü”nün yayınlanmasından sonra bakanlık emrine alındı.
4. Yazmaya şiirle başladılar. Orhan Veli çizgisinde ama köy hayatı
içerikli şiirler yazdı.
5. Ona göre öykü, “yazıldığı dönemin tarihsel, toplumsal renklerini,
özelliklerini içermeli az da olsa belge işlevi yüklenmelidir.”
6. İlk öykü kitabı “Çilli”den
başlayarak öykülerinde kesitleri değil geniş açılımları, bir anın olayını
değil, geniş dönemlerin olaylarını işledi.
7. Romanlarında Türkiye’deki köylü yaşamını
halkçı ve devrimci bir bakış açısıyla ele aldı.
8. Köylünün bilinci ve bilinçaltındaki istekleri, tepkileri, çelişkileri
yansıttı.
9. 1950-1970 döneminde etkili olan “köy
edebiyatı hareketi”nin önde gelen temsilcisi oldu.
ROMAN: Yılanların Öcü, Irazca’nın
Dirliği, Onuncu Köy, Tırpan, Köygöçüren,
Keklik
SABAHATTİN ALİ
1. 25 Şubat 1907’de bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Gümülcine
kazası Eğridere köyünde doğdu.
2. Yurda dönüşünde Aydın’daki bir ortaokulda Almanca öğretmenliğine
atandı. Bu görevdeyken okulda “yıkıcı propaganda” yapmak suçlamasıyla 3 ay
tutuklu kaldı.
3. 1946’da işsiz kaldı dönemde Aziz Nesin’le birlikte “Marko Paşa”
dergisini çıkarmaya başladı.
4. Şiirler, hikâyeler, romanlar yazdı; çeviriler yaptı.
5. Asıl ününü öykü ve romanlarıyla kazandı. Anadolu insanına yaklaşımıyla
edebiyata yeni bir boyut kazandırdı.
6. Konularını toplumsal eşitsizliklerden
aldı. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirdi.
7. Aydınlar ve kentlilerin Anadolu
insanına karşı takıldıkları küçümseyici tavrı eleştirdi.
8. 1937’de yayınlanan “Kuyucaklı
Yusuf” romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.
Öykülerinde, tanımlamakta güçlük çektiğimiz kimi duyguları ustalıkla anlatır.
9. İnsanın zayıflığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zaman
masalsı ve destansı bir biçimde yansıtmayı başardı.
ROMAN: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan
AZİZ NESİN (1915-1995)
1. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde öğrenim Kuleli Askeri Lisesi’ni
bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulu’ndan mezun oldu.
2. 1954’ten itibaren Akbaba mizah dergisinde
takma adlarla mizah öyküleri yazdı.
3. Sadece Türk edebiyatının değil dünya mizah edebiyatının da sayılı
isimleri arasında yer alır.
4. Öykülerinde Türk toplumunu ayrıntılarıyla yansıtır. Anlatımında halk
edebiyatının an öğelerinden yararlanır.
5. Yer yer masal temasıyla ve mizah aracılığıyla günlük olayları,
toplumsal aksaklıkları eleştirir.
6. Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç
mizah yazarlarının doğmasına yol açan yazardır.
ŞİİR: Hoşçakalın, Sondan Başa, Sivas Acısı
HİKÂYE: Damda Deli Var, Kazan Töreni, Toros Canavarı, Havadan Sudan,
Kördöğüşü, Ah Biz Eşekler, Biz Adam Olmayız, Vatan Sağolsun, Yaşasın Memleket
ROMAN: Gol Kralı Sait Zübük, Yaşar Ne
Yaşar Ne Yaşamaz, Kadın Olan erkek,
Erkek Sabahat, Saçkıran, Tatlı Betüş
ANILAR: Bir Sürgünün Hatıraları, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez
NAZIM HİKMET
1. İlk şiirlerini heceyle yazmış ama hececilere katılmamış, serbest şiir
yazmıştır.
2. Bireyci şiir anlayışından uzak toplumcu şiir anlayışını benimsemiştir.
3. Divan ve halk şiirini çağdaş bir potada eritmeyi bilmiştir.
4. Sovyet Rusya’da kaldığı yıllarda şiir anlayışı değişmiş Maykovski’nin
etkisinde şiirler yazmıştır.
5. Komünist propaganda yaptığı gerekçesiyle askeri mahkemelerce
cezalandırılmış aflarla serbest kalmıştır.
6. Moskova’ya kaçmış, Sovyet propagandası yapmış ve orada ölmüştür.
ŞİİR: 835 Satır, Karlı Kayın Ormanı,
Jokod ile Sİ-YA-U, Varan 3, Sesini Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Gece gelen telgraf, Taranta-Babu’ya
mektuplar, Simavne Kadısı Oğlu Şeyh
Bedrettin Destanı,
OYUN: Kafatası, Bir Ölü Evi, Unutulan
Adam
RIFAT ILGAZ
1. 1911’de
Kastamonu Cide’de doğdu.
2. 1939’da
Adapazarı ve İstanbul’daki ortaokullarda Türkçe öğretmeni olarak çalıştı.
3. Aziz
Nesin’le “Markopaşa” dergisinin
çıkarılmasına katıldı, yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1952’de “Adembaba” isimli mizah dergisini
çıkardı.
4. Asıl ününü 1959’da Türkiye’deki eğitim sistemini eleştirmek amacıyla
yazdığı “Hababam Sınıfı” adlı
kitapla kazandı.
5. Kişisel duygularını yansıttığı, ölçülü, uyaklı bu dönem şiirlerini
sonraki kitaplarına almadı.
6. 1940’lardaki toplumsal gerçekçi şairler kuşağının en önemli
temsilcisidir.
7. Siyasal ve ideolojik sorunları yalın bir dille ortaya koydu,
insanların yaşantılarını, öykünmesiz ve gösterişsiz bir dille yansıttı.
ŞİİR: Yarenlik,
Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdarda Sabah Oldu, Soluk Soluğa, Karakılçık,
Uzak Değil, Güvercinim Uyur mu, Kulağımız
Kirişte, Ocak Katırı Alagöz, Bütün
Şiirleri
ROMAN: Karadeniz’in Kıyıcığında, Karartma
Geceleri, Sarı Yazma, Yıldız Karayel,
ANI: Yokuş Yukarı, Biz de Yaşadık, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl
Sonra
MİZAH
ÖYKÜ VE ROMANLARI: Radarın
Anahtarı, Don Kişot, Bizim Koğuş, Hababam
Sınıfı, Kesmeli Bunları, Nerde O Eski Usturalar, Saksağanın Kuyruğu, Şevket Ustanın Kedisi, Geçmişe Mazi, Altın
Eskicisi, Palavra, Tuh Sana, Çatal Matal Kaç Çatal, Bunadı Bu Adam, Keş, Al
Atını, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Sosyal Kadınlar Partisi, Apartman Çocukları,
Çalış Osman Çiftlik Senin
ÇOCUK KİTAPLARI: Öksüz Civciv, Bacaksız
Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Sigara Çocukları, Bacaksız Paralı AtletDÜZYAZI: Yaşayan Bir Şiir, Şiirin Dili-Anadil, Mekanik Gözyaşları, Nazım’a Bir Güz Çelengi, Kardeş Türküleri,
ANI:
ANI: Aziz Nesinli Fotoğraflar
DİĞER ESERLERİ (GEZİ NOTLARI-FIKRA-DENEME):Türk İnkılâbının Karakterleri, Modern Avrupa İktisat Tarihi, Hibe, Politika Felsefesi, Fikir ve Sanat, Avrupa'nın İskeleti, Propaganda I-II, Bir Vagon Penceresinden, Ankara-Bükreş
19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (Ancak birinci cildini tamamlayabildi.)
FIKRA VE DENEME: Gençlik Türküsü, Düşman Kazanmak Sanatı, Politika Dışı
Bağımsızlık Gülü; Sakarya Meydan Savaşı; Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü; Tüm Şiirleri (iki cilt ölümünden sonra)
ÖYKÜ: Otlakçı, Mendil Altında, Temiz Sevgiler, Hikâyeler 1. Kitap, Hikâyeler 2. Kitap, Temiz Sevgiler, Veysel Çavuş, Bir Küçük Çiçek, İhtiyar Çilingir
ATAOL BEHRAMOĞLU
1. 13 Nisan 1942’de İstanbul Çatalca’da doğdu.
2. 1970’te İsmet Özel’le birlikte “Halkın
Dostları” dergisini çıkardı.
3. 1975’te kardeşi Nihat Behram’la birlikte “Militan” dergisini kurdu.
“Sanat Emeği” dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
4. İlk şiirleri “Ataol Gürus”
takma adıyla Yeni Çankırı, Yeşil Ilgaz, çağrı gibi yerel gazete ve dergilerde
yayınlandı.
5. Gençlik dönemi şiirlerinde Orhan veli, Attila İlhan ve İkinci Yeni
şiirlerinin ortak özellikleri etkili olmuştur.
6. Gerçek şiir kimliği 1964-1971 arasında Papirüz, Şiir Sanatı, Yeni
gerçek, Yeni Dergi ve Halkın Dostları’nda çıkan şiirleriyle oluştu.
7. Bu şiirlerde toplumcu, etkin bir edebiyat anlayışının örnekleri yer
aldı.
8. Toplumcu gerçekçi şiir ilkelerine yöneldi, şiirini yeni biçim ve tema
arayışıyla besledi.
9. Çevirileriyle de dikkati çekti.
ŞİİR: Bir Ermeni General, Bir Gün Mutlaka, Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri, Ne
Yağmur... Ne Şiirler..., Kuşatmada, Mustafa Suphi Destanı , Dörtlükler, İyi Bir Yurttaş Aranıyor, Eski Nisan,
Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum, Kızıma Mektuplar, Şiirler, Bebeklerin Ulusu Yok, Bir Gün Mutlaka,
Sevgilimsin, Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
ANTOLOJİ: Büyük Türk Şiiri Antolojisi
İSMET ÖZEL
1. Kayseri’de doğdu. Bir süre Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenim
gördükten sonra Ankara DTCF Fransız Filolojisini bitirdi.
2. Ataol Behramoğlu’yla birlikte Halkın Dostları dergisini kurdu ve
yönetti.
3. Atılgan ses tonu, taşkın duyarlılığı, şiirlerindeki coşkulu ritimler ve
vurgular, çarpıcı ve yeni benzetmelerle bu şiirler, yeni kuşakları büyük ölçüde
etkiledi.
4. 1970’li yıllarda toplumcu dünya görüşünden uzaklaşarak mistik bir
dünya görüşüne yöneldi.
5. Yeni içeriği, toplumcu şiirde ulaşmış olduğu biçimsel ustalık
öğeleriyle, aynı ritim, vurgu ve tonlamalarla, aynı gözü pek ve özgün
benzetmelerle yansıtmayı denedi
ŞİİR: Geceleyin Bir Koşu, Evet İsyan,
Cinayetler Kitabı, Cellâdıma Gülümserken,
Erbain, Bir Yusuf Masalı
SÜREYYA BERFE
1. 1943’te İstanbul’da doğdu.
2. İlk şiiri Düzlem Dergisi’nde 1963 yılında yayınlandı.1966’dan
başlayarak Papirüs, Şiir Sanatı, Soyut gibi dergilerdeki şiirleriyle tanındı.
3. İkinci Yeni akımı etkileriyle şiir yazarken toplumsal olayların
yoğunluk kazanması ve Nâzım Hikmet’in eserlerinin üst üste yayınlaması
nedeniyle yön değiştirdi.
4. 1960 kuşağı olarak İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Egemen Berköz gibi şairler
arasında yer aldı.
5. Anadolu’yu bütün karmaşasıyla tanıtma özlemiyle ve Türk şiirinin eski
kaynaklarını değerlendiren birikimiyle dikkat çekti.
6. eserlerinde tutarlı bir çağrışım zinciri, tutarlı bir görüntü sevgisi
ve her şeye bakmak isteyen bir derviş tarzı sezilir.
ŞİİR: Gün Ola, Hayat ile Şiir,
Ufkun Dışında, Kalfa
NİHAT BEHRAM (946- )
1. 18 Kasım 1946 Kars’ta doğdu.
2. Ağabeyi Ataol Behramoğlu’yla “Militan”
dergisini kurdu ve yönetti.
3. 1979’da Yılmaz Güney ile birlikte Halkın Dostları dergisini çıkardı.
4. 12 Eylül döneminde Bakanlar Kurulu kararıyla T.C. vatandaşlığından
çıkarıldı.
5. uzun yıllar Türkiye’den uzakta yaşamak zorunda kalan Behram, 17 yıllık
politik sürgünden sonra, 1996’da Türkiye’ye döndü.
ŞİİR: Hayatımız Üstüne Şiirler, Fırtınayla Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar,
Dövüşe Dövüşe Yürünecek, Hayatı Tutuşturan Acılar,
Irmak
Boylarında Turaç Seslerinde Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinde, Ay Işığı Yana Yana,
Yine de Gülümseyerek, Cenk Çeşitlemeleri, Kundak, Ölülerimiz,
ROMAN: Gurbet, Lanetli Ömrün Kırlangıçları, Kız Ali,
ÇOCUK KİTABI: Kuyruğu Zilli Tilki, Göğsü Kınalı Serçe
ANI: Darağacında Üç Fidan, Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit
SADRİ ERTEM (1898-1943)
1. Babasının subay oluşu nedeniyle çocukluğunu Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli
kentlerinde geçirdi.
2. Kurtuluş savaşı yıllarında Anadolu'da 'Hakimiyet-i Milliye' ve 'Yeni
Gün' gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü, 'Son Telgraf' gazetesinde ise başyazarlık yaptı.
3. Konularını toplumsal sorunlardan alan; işçilerin yaşamlarını, sömürülmelerini,
kapitalizmin rekabetçi döneminin üretim ilişkilerini, bunun sonucunda küçük
üreticinin zor duruma düşmesini anlattığı "Bacayı İndir Bacayı
Kaldır" adlı kitabı yazarın edebiyata bakışının da yansımasıdır aynı
zamanda.
4. Eleştirel gerçekçilik
akımının önde gelen yazarları arasındadır.
5. Yazılarında edebiyatın çeşitli sorunlarını maddeci felsefenin
etkisinde ve eleştirel gerçekçi bir sanat anlayışı doğrultusunda kuramsallaştırmaya
yöneldi.
ROMAN: Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları
(gezi türü romanı)
ÖYKÜ: Silindir Şapka Giyen
Köylü, Bacayı İndir, Bacayı Kaldır, Korku, Bay Virgül, Bir Şehrin Ruhu
BİREYİN İÇ DÜNYASINI ESAS ALAN ESERLER (MİSTİK
RUHÇULAR)
1. Toplumcu gerçekçilerden farklı olarak insan gerçekliğini toplumsal
yönüyle değil; psikolojik yönüyle anlatma gayreti içine girmişlerdir.
2. Olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin iç dünyasını
anlatmışlardır.
3. Dil ve anlatım bakımından seçkinci, mükemmeliyetçi bir anlayış
hâkimdir.
4. Zaman, psikolojik sorunlar, hastalık, bireysel bunalım, Doğu-Batı
sorunsalı, kaçış, geçmiş-şimdi, birey-toplum, değer yargıları, korku gibi
bireysel konuları ele alırlar.
5. Eserlerde olay örgüsü insana özgü bir gerçeği ifade etmek üzere
psikolojiden yararlanılarak düzenlenir.
6. Yazarlar insan gerçekliğini farklı yönlerden ifade etme çabası
içindedir.
7. Yazarlar, kişilerindeki değişimi maddi plandan, çerçeveden, manevi
plana doğru çizerler.
8. Ruhun üstünlüğü önemsenmiştir.
9. Maddeci dünya görüşüne karşı bir anlayış olarak ortaya çıkmıştır.
10. Bu anlayışla yazan yazarlar Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Abdülhak Şinasi Hisar, Tarık Buğra, Samiha Ayverdi, Mustafa
Kutlu gibi yazarlardır.
PEYAMİ SAFA (1889-1961)
1. Fıkra, makale, öykü ve roman türünde birçok eser veren sanatçı daha
çok romanlarıyla tanınmıştır.
2. İşlediği konuya hâkimdir.
3. Üslubu kuvvetli ve eserlerini ören zengin fikir unsurları vardır.
4. Doğu-Batı uygarlıklarını sentezlemeye çalışmış; eserlerinde kültür
çatışmalarını da konu edinmiştir.
5. Felsefe ve psikoloji alanında geniş bilgiler edinmiştir.
6. Romanlarında psikolojik tahlillere
önem verir.
7. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserinde kendi hayatının bir bölümünü
anlatmıştır.
8. Sanat endişesiyle yazdığı eserlerinde Peyami Safa adını; geçim
kaygısıyla yazdıklarında ise Server Bedi
takma adını kullanmıştır. Cingöz Recai’yi
de mahlas olarak kullanmıştır.
ROMAN: Gençliğimiz, Şimşek, Sözde Kızlar (Mütareke yıllarında
Büyük Ada’da yaşayan ve aşk acısı çeken bir kadını anlatır.), Mahşer, Bir
Akşamdı, Süngülerin Gölgesinde, Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü, Canan, Dokuzuncu
Hariciye Koğuşu (Çocuk, Nüzhet, Doktor Ragıp. Kemik hastalığına yakalanan bir
çocuğun psikolojisi), Fatih-Harbiye (Yanlış Batılılaşma, Şinasi-Neriman), Atilla,
Bir Tereddüdün Romanı, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Yalnızız,
Biz İnsanlar
ÖYKÜ: Hikâyeler
OYUN: Gün Doğuyor
İNCELEME-DENEME: Türk
İnkılâbına Bakışlar, Büyük Avrupa Anketi, Felsefî Buhran, Millet ve İnsan,
Mahutlar, Mistisizm, Nasyonalizm, Sosyalizm, Doğu-Batı Sentezi, Sanat-
Edebiyat-Tenkid, Osmanlıca-Türkçe- Uydurmaca, Sosyalizm-Marksizim-Komünizm,
Din-İnkılâp-İrtica, Kadın-Aşk-Aile,
Yazarlar-Sanatçılar- Meşhurlar, Eğitim-Gençlik-Üniversite, 20. Asır- Avrupa ve
Biz
DERS
KİTAPLARI: Cumhuriyet
Mekteplerine Millet Alfabesi, Cumhuriyet Mekteplerine Alfabe, Cumhuriyet
Mekteplerine Kıraat, Yeni Talebe Mektupları, Büyük Mektup Numuneleri, Türk
Grameri, Dil Bilgisi, Fransız Grameri, Türkçe İzahlı Fransız Grameri
AHMET HANDİ TANPINAR (1901-1962)
1. Hikâye,
roman, deneme, makale, edebiyat tarihi ve şiir türünde eserleri vardır.
2. En önemli
yönü şairliğidir.
3.
Şiirlerinde temel unsur musiki, his ve hayaldir.
4.
Şiirlerinde dış öğe olarak ahenk, iç öğe olarak zaman kavramıyla bilinçaltı
ağır basar.
5. Renkli,
pürüzsüz anlatımıyla insansı içten kavrayan bir şairdir.
6.
Şiirlerini sade bir dille yazmıştır ve hece ölçüsünü kullanmıştır.
7.
Şiirleriyle olduğu kadar psikolojik hikâye, roman ve edebi incelemeleriyle de
tanınır.
8. Hikâye ve
romanlarında kendi dönemindeki toplum hayatını ve bu hayatın çelişkilerini
ortaya koymuştur.
9. Roman ve
hikâyelerinde psikolojik yön önemli bir yer tutar.
10. Sanatçı,
dili başarıyla kullanır.
11.
Eserlerinde zaman, hayal ve rüya kavramlarına geniş yer vermiştir.
ŞİİR: Bütün Şiirleri
ROMAN: Mahur Beste,
Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Aydaki
Kadın
ÖYKÜ: Abdullah
Efendi'nin Rüyaları, Yaz Yağmuru, Hikâyeler (Kitaplaşmayan iki hikâyesiyle
birlikte tüm öyküleri)
DENEME: Beş Şehir,
Edebiyat Üzerine Makaleler (İnceleme), Yaşadığım Gibi
ANTOLOJİLER: Tevfik Fikret, Namık Kemal, Yahya Kemal,
Huzur: Türk edebiyatının en başarılı romanlarından biridir; roman Mümtaz,
Nuran, İhsan ve Suat olmak üzere dört temel kahramandan oluşur, Bu roman
Mümtaz’ın Nuran’a karşı duymuş olduğu aşkı konu edinmektedir.
Mahur Beste: 1944 yılında tefrikalar halinde yayınlanmış olan bir
romandır; Bu roman acı bir aşk hikâyesini klasik musiki kalıplarıyla anlatır;
Mahur Beste, Tanzimat sonrasında toplum hayatımızın her yönüne yansıyan değişim
ve başkalaşımın yansıtıldığı ve her fırsatta tartışıldığı bir roman
özelliğindedir.
Sahnenin Dışındakiler: Romanın başkahramanı Cemal’dir. Yazar bu romanında,
Anadolu’da süren Kurtuluş Savaşı ve İstanbul’daki aydınlarla birlikte halkın
değişik kesimlerin insanların farklılaşan hayatları ve bu mücadeleye dâhil
oluşlarını anlatır; eser başlığı, yani sahnenin dışı İstanbul; sahnenin içi ise
Kurtuluş Savaşı’nın cereyan ettiği Anadolu’dur.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Bu roman Türk insanının doğu ve batı arasındaki
bocalamasını irdeleyen bir başucu romanıdır; roman içeriği ve konusu bakımından
karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve Yaşlı bir İsveç
yapımı duvar saati) ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır.
TARIK BUĞRA (1918-1994)
1. Son dönem
edebiyatımızın önemli adlarından olan Tarık Buğra; tıp, edebiyat, hukuk alanlarındaki
öğrenimlerini yarım bırakmıştır; Gazetecilik, yazarlık yapmış bir
sanatçımızdır.
2. Öykü,
roman, tiyatro, fıkra… türlerinde eserleri vardır.
3. Roman ve
öykülerinde toplumumuzun tarihini, ortak değer yargılarını, sorunlarını
işlemiştir.
4. “Sanat,
insanı yüceltmeyi amaçlamalıdır.”görüşüyle yazan sanatçı, olayların ve
kişilerin içyüzlerine eğilmiş, psikolojik öğelere yer vermiştir.
5. Kurtuluş
Savaşı yıllarını anlatan “Küçük Ağa”
romanı çok ünlüdür.
ROMAN: Siyah
Kehribar, Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara’da, İbişin Rüyası, Firavun İmanı, Gençliğim Eyvah, Dönemeçte, Yalnızlar, Yağmur Beklerken, Osmancık,
HİKÂYE: Oğlumuz, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İki Uyku Arasında, Hikâyeler,
TİYATRO: Ayakta Durmak İstiyorum, Akümülatörlü
Radyo, Yüzlerce Çiçek Birden Açtı
GEZİ YAZILARI: Gagaringrad (Moskova Notları)
ARİF NİHAT ASYA (1904-1954)
1. Öğretmenlik yaptığı yıllarda Anadolu’nun birçok yerini tanıyan, bir
ara Adana milletvekilliği yapan Arif Nihat Asya, edebiyatımızda “Bayrak Şairi” olarak tanınmıştır.
2. Heceyle, aruzla ve serbest ölçüyle şiirler yazan Asya, milli konuları
ince bir duyarlılıkla işlemiştir.
3. Din ve kahramanlık duygusu şiirlerinde çok belirgindir.
4. Son derece sade bir dille yazan şair, dil estetiğine çok önem
vermiştir.
5. Sanatçının şiirlerinde epik, lirik ve didaktik özellikler görülür.
6. Düzyazı alanında da eserleri vardır.
ŞİİR: Heykeltıraş, Yastığımın
Rüyası, Ayetler, Bir Bayrak Rüzgar
Bekliyor, Kubbe-i Hadra, Kökler ve Dallar, Emzikler, Dualar ve Âminler, Aynalarda Kalan, Rubaiyyat-ı Arif, Kıbrıs
Rubaileri, Nisan, Kova Burcu, Avrupa'dan Rubailer
NECİP FAZIL KISAKÜREK
1. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli sanatçılarından olan
Necip Fazıl Kısakürek, yurt içi ve yurt dışı öğrenimlerinden sonra memurluk,
öğretmenlik, gazetecilik yapmış dergiler çıkarmıştır.
2. Edebiyatın hemen her dalında eser veren sanatçının asıl önemi
şairliğinden gelir.
3. İlk şiirlerinde Halk şiirinin öz ve biçim özelliklerinden
yararlanarak sadece bir dilde çok başarılı şiirler yazan sanatçı, giderek
mistik bir anlayışa kaymış, özgün bir şiir çizgisi olmuştur.
4. Şiirlerinde insanın evrendeki yerini araştırmış, madde ve ruh
sorunlarını, iç âlemin gizli duygu ve tutkularını dile getirmiştir.
5. Sağlam bir dili, güçlü bir tekniği vardır.
6. Fransız sembolistlerden etkilenen şair,”soyut”u, “metafizik ürperti”yi
anlatmakta çok başarılıdır.
7. Tiyatrolarında sosyal sorunları ve insanımızın manevi bunalımlarını
işlemiştir.
ŞİİR: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Çile, O ve Ben, Ben ve Ötesi, Sakarya Türküsü, Bekleyen, Zindandan
Mehmet’e Mektup
OYUN: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Para, Sabır Taşı,
Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam, Yunus Emre, Kanli Sarık, Para, Mukaddes Emanet, Reis Bey, Parmaksız Salih, Künye,
Abdülhamid Han
FIKRA: Çöle İnen Nur
ANI: Yılanlı Kuyudan,
Babıâli
SEMİHA AYVERDİ
Heyecanını aile ve toplum geleneklerinden alan, hayatı ve olayları
çoğunlukla din ve tasavvuf açısından değerlendiren romanlarıyla sanatına bir
özellik katmıştır.
ROMAN: Aşk Bu İmiş, Batmayan Gün, Mâbette
Bir Gece, Ateş Ağacı, Yaşayan Ölü, Son
Menzil, Yolcu Nereye Gidiyorsun, Yusufçuk
MODERNİZMİ ESAS ALAN ESERLER
1. Modernizm geleneksel olanı yeni olana tabi kılma tavrı, yerleşik ve
alışılmış olanı ortaya çıkana uydurma ve düşünce tarzıdır.
2. Modernizm; varlıkların göründükleri gibi olmadıklarını, yerleşik
uzlaşımlara modern toplumun sıradan ve bayağılığına isyanı ön plana çıkarır.
İnsanın dışındaki dünyayı yalın bir biçimde yansıtmadan kaçınır.
3. Modernizmde geleneksel anlatımı ve yapıyı reddetmek önemlidir.
4. 20. yüzyılın ortalarından itibaren bireyin kendisiyle ve hayatla
ilişkisi eserlerde ele alınır.
5. Eserlerde olay örgüsü estetik bir kaygıyla ve insana özgü bir
gerçekliği ifade etmek üzere düzenlenir.
6. Modernizmi esas alan eserlerde alegorik anlatıma önem verilir. İnsan
duygu, düşünce ve davranışlarıyla karmaşık bir varlık olduğu için bireyin
bunalımları ve toplumla çatışmaları anlatılmak istenir.
7. Roman ve hikayede çağrışıma çok yer verilir; Anlatımda şiire özgü
söyleyişler söz konusudur.
8. Anlatıcı “ben”i ortaya çıkarır.
9. Topluma ait değerler yansıtılmaz.
10. Okuyucunun merak duygusu kamçılanmaz.
OĞUZ ATAY
1. Roman, öykü ve oyun yazarıdır.
2. Modernizm, post modern romanın kurucusudur.
3. Öykü ve yazıları 1971’den sonra “Yeni
Dergi” ve “Soyut”ta yayınlandı.
4. İlk romanı “Tutunamayanlar”da
küçük burjuva dünyasına ironiyle yaklaştı. Kitapta olaylar, küçük burjuva
dünyasının değerlerinden ölümüne nefret eden bir gencin, kendisini öldürmesiyle
noktalanır. Bu eserinde yenilikçi ve çağdaş Batı romanının bazı tekniklerinden
ustaca yararlandı. İç konuşma, bilinç akışı, düşler ve değişik söylemlerden
oluşan metinler düzleminde karmaşık bir gerçeklik kurdu. Romanın içinde
dağılmış ayrıntı, gözlem ve çağrışımlar, bütüne egemen olan bilinçli bir
kurgunun öğeleridir. (Selim Işık, Turgut Özben-Olric)Turgut Özben’in iç sesi))
5. Öykü kitabı “Korkuyu Beklerken”de de psikolojik çözümlere ağırlık
verdi.
ROMAN:
Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar , Bir Bilim Adamının Romanı
(Otobiyografik roman-Mustafa İnan’ın hayatı), Eylembilim
ÖYKÜ:
Korkuyu Beklerken
OYUN: Oyunlarla Yaşayanlar
MİLLİ EDEBİYAT ZEVK
VE ANLAYIŞINI SÜRDÜRENLER
1. Birinci Dünya
Savaşı ve Mili Mücadele ile ilgili ve Atatürk ilke ve inkılâpları çevresinde
oluşan konulara değer verilir.
2. Halkın ve
Anadolu insanının yaşam tarzı konu edilir.
3. Ahlâki
bozulmalar, yanlış Batılılaşma ve hurafeler üzerinde durulur.
4. Doğu-Batı
karşılaştırması teması işlenmeye devam edilir.
5. Savaş sonrası
şehirde ve kırsal kesimde sürdürülen hayat ve halk aydın arasındaki ilişkiler
ele alınır.
6. Realist
romancıların tekniklerine uygun roman ve hikâyeler kaleme alınır.
7. Hikâyede
Maupassant tarzı eserler verilir.
8. Milli Edebiyat
döneminde eser veren Reşat Nuri ve Yakup Kadri bu dönemde de eser vermeye devam
eder.
AHMET KUTSİ TECER
(1901-1967)
1. Duygulu ve
memleket şiirleri ile tanınır.
2. Şiirlerinde
Anadolu halk motiflerini işlemiştir.
3. Hece ölçüsüne
yeni biçimler eklemiştir.
4. Avrupai şiir
anlayışında, âşık tarzı söyleyişe yönelmiştir.
5. Şiirlerinde iç
duygu ve bununla birlikte gelişen hafif sesli bir musiki havası vardır.
6. Halk edebiyatı
üzerine araştırmaları önemlidir.
7. Edebiyatımıza
Âşık Veysel’i kazandırmıştır.
8. “Şiirler”
tek şiir kitabıdır.
OYUN: Koçyiğit Köroğlu, Köşebaşı, Satılık Ev,
Bir Pazar Günü.
ORHAN ŞAİR GÖKYAY
1. 16 Temmuz
1902’de Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğdu.
2. 1930’da
İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden diploma aldı.
Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı.
3. 1984’ten
sonra Marmara ve Mimar Sinan üniversitelerinde divan edebiyatı dersleri verdi.
Aruzla yazdığı ilk şiirleri Kastamonu’da “Açıksöz”
dergisi ile Balıkesir’de kendisinin yayınladığı “Çağlayan” dergisinde çıktı.
4. Ardından
hece veznine döndü. Önceleri âşık tarzına uygun, çoğunlukla ulusal konuları
işleyen lirik şiirler yazdı.
5.
1940’lardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatı araştırmalarına
yöneldi.
6. “Bu Vatan
Kimin” şiiriyle bilinir.
ŞİİR: Birkaç
Şiir-Poems
SADELEŞTİRME-DÜZENLEME: Dede Korkut
ELEŞTİRİ:
Destursuz Bağa Girenler
BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908-1969)
1. Erzincan’ın Tepecik köyünde 1908 yılında
doğdu.
2. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de yaptı.
3. Halkevlerinin açılışında yazdığı ve şahsen rol aldığı Çoban
Piyesi ve ardından yazdığı ve oynadığı Ergenekon Piyesi dolayısıyla Atatürk’ün
dikkatini çekmiştir. Öncelikle Atatürk ve milli şiir temasında tanınmış, derin
yurt sevgisi olan bir insandı. Gericiliği önlemede çaba harcamış, haftalık
dergiler ve günlük gazetelerde bu konularda makaleler yazmıştır.
4. Büyük Millet Meclisi’nde Erzincan milletvekili olarak 25 Ocak
1949 tarihine kadar hizmet etmiştir.
ŞİİR: Erciyes’ten Kopan Çığ,
Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri
OYUNLARI: Çoban, Atilla, Deniz
NECMETTİN HALİL ONAN (1902-1968)
1. 1902’de Çatalca’da doğdu.
2. 1919 yılından Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde açılan sınavı
kazanarak Türk dili ve edebiyatı bölümüne kaydoldu.
3. Cenap Şahabettin, Fuad Köprülü, Ferit Kam, Yusuf Şerif, Yahya
Kemal, Hüseyin Daniş gibi edebiyatçıların öğrencisi oldu. Ankara Üniversitesi
DTCF’de Eski Türk Edebiyatı profesörü olarak dersler verdi. Yazın yaşamına aruz
ölçüsünde şiirler yazarak başladı
4. Aruzu bırakıp hece
ölçüsünde şiirler yazmaya başladığında şiirlerini Dergah ve Hayat dergilerinde
yayımladı.
5. Şiirlerini 1927’de ve 1933’te bastırdığı iki kitapta topladı.
Aşk, doğa ve ulusal duygular ile ilgili şiirler yazdı.
ŞİİR: Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha
Diğer Kitapları:
Dilbilgisi (Üç farklı kitap), İzahlı Divan Şiiri Antolojisi,
Namık Kemal' in Talim-i Edebiyatı Üzerine bir Risalesi, Leyla ve Mecnun,
Fuzuli'nin Eserinin Tenkidi
Romanları: İşleyen
Yara (yayımlanmadı), Kolejli Nereye
ZEKİ ÖMER DEFNE(1903-1992)
1. Çankırı’da doğdu.
2. İlk şiiri Çankırı’da Hak Yolu gazetesinde çıktı. Sonra
Çınaraltı, Ün, Hareket, Şadırvan, İstanbul, Esi, Çağrı, Galatasaray ve Varlık
dergilerinde şiirlerini yayımladı. 1970’lerdeşiirleri daha çok varlık
dergisinde görüldü.
3. Saz şiiri özelliği gösteren manzumelerinde yurt güzelliklerini
yerli motiflerle ve güzel bir dil ile anlattı. Serbest nazım denemeleri, günlük
olaylara yer veren şiirleri de vardır.
4. Denizlerden Çalınmış Ülke, yayımlanmış tek şiir kitabıdır.
5. Anadolu’yu şiirlerinin ana teması olarak aldı.
6. Yurt güzellemeleriyle tanındı.
ŞİİR: Denizden Çalınmış Ülke,
Sessiz Nehir, Kardelenler
İBRAHİM ALAATTİN GÖVSA(1889-1949)
1. 1889 senesinde İstanbul’da doğdu.
2. İlk şiirleri aruz ölçüsüyle Servet-i Fünûn ve Hıyaban
dergilerinde çıkmıştır.
3. Yeni Mecmua’da çıkan hece şiirleriyle Milli Edebiyat akımı
içinde görülür.
4. Milli Edebiyat akımını benimsedikten sonra vatan, yiğitlik ve
millet konularında hece ile şiirler yazmıştır.
5. Edebiyatımızda çocuklar için şiir çığırının öncülüğünü
yapmıştır.
6. Çocuklar için yazdığı şiirlerinde onları yurt sevgisine, iyiye
ve güzele yöneltmeyi amaçladığı görülür.
ŞİİR: Çocuk
Şiirleri, Güf tü Gû (dedikodu), Çanakkale
İzleri, Acılar.
DİĞER ESERLERİ: İlk
Gençlik Hakkında Ruhiyat ve Terbiye Tedkikleri, Bedii Terbiye Tedkikleri, Bedii
Terbiye, Şen Yazılar
ŞÜKÛFE NİHAL BAŞAR (1896-1973)
1. 1896’da İstanbul’da doğdu.
2. İstanbul Darülfünûn’u Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu.
3. Uzun süre İstanbul kız Lisesi’nde coğrafya ve edebiyat
öğretmenliği yaptı.
4. Başlangıçta Tevfik Fikret’in etkisinde aruz ölçüyle şiirler
yazarken zaman içinde Milli edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece
ölçüsünü kullanmaya başladı.
5. Devrinin tüm şairleri gibi Edebiyat-ı Cedide, Fecr-i Âti ve
Milli Edebiyat akımı arasında sıkıştı kaldı.
6. Güneş, Varlık, Aydabir, Çınaraltı, Şadırvan gibi dergilerde
yayınlanan ve çoğu hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerinde lirizm ve kadınsı bir
içtenlik dikkat çeker.
7. Milli uyanış hareket içinde de yer alır.
ŞİİR: Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgârları, Gayya, Yakut Kayalar, Su, Sıla
Yolları, Sabah Kuşları, Yerden Göğe, Şükufe Nihal / Şiirler
ROMAN:
Renksiz Istırap, Yakut Kayalar, Çöl Güneşi, Yalnız Dönüyorum, Domaniç
Dağlarının Yolcusu, Çölde Sabah Oluyor
ÖYKÜ:
Tevekkülün Cezası
GEZİ NOTLARI: Finlandiya
CEYHUN ATUF KANSU
1. 1919’da İstanbul’da doğdu.
2. Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nden mezun oldu.
3. İlk şiiri lise öğrencisiyken okul dergisinde yayınlandı.
Ardından şiirleri İnkılâpçı Gençlik, Ülkü, Yücel, Millet, İstanbul gibi
dergilerde yer buldu.
4. Olgunlaşmış bir şiirle kuşağının önde gelen temsilcileri
arasında yerini aldı.
5. Bu dönemdeki şiirlerinde toplumsal sorunlara ağırlık verdi.
6. Halk dilinden, halk
söyleyişinden geniş biçimde yararlanarak halkın özlemlerini, sevinçlerini,
acılarını ve yaşam savaşını coşkulu bir söyleyişle dile getirdi.
7. Şiirlerinin kaynağını hoşgörü, insanlık sevgisi, ulusal
bağımsızlık ve doğa oluşturur.
ŞİİR: Bir Çocuk Bahçesinde; Bağbozumu Sofrası; Çocuklar Gemisi;
Yanık Hava; Haziran Defteri; Yurdumdan;
MAKALE VE
DENEMELER:
Devrimcinin Takvimi, Ya Bağımsızlık Ya Ölüm, Köy Öğretmenine
Mektuplar, Atatürkçü Olmak, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı, Balım Kız Dalım
Oğul, Halk Önderi Atatürk, Cumhuriyet Ağacı, Sevgi Elması
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
1. 1914’te İstanbul’da doğdu.
2. Kuleli Askeri Lisesi ve harp Okulu’nu bitirdi. Orduya katıldı.
3. 1960-1964 arasında “Türkçe” isimli aylık bir dergi çıkardı.
4. Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Peyami Safa’nın da
dikkatini çeken şiirleri Varlık, Devrim gibi dergilerde yayınlandı.
5. İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisinde kaldı. “Havaya Çizilen Dünya” adlı şiir
kitabındaki şiirlerinde bu etki görülür.
6. Kendi şiir çizgisine yönelişi “Çocuk ve Allah”, “Daha” kitaplarıyla başlar.
7. Edebiyatımızın destan şairi olarak bilinir.
ŞİİR: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Daha, Çakırın Destanı,
Taş Devri, Üç Şehitler Destanı Türk Olmak, Yedi Memetler, Çanakkale
Destanı
BEHÇET NECATİGİL (1916-1979)
1. İlk şiirleri
Varlık dergisinde çıkan öğretmen şair Behçet Necatigil, Cumhuriyet döneminin
kendine özgü bir çizgisi olan şairlerindendir.
2. Rahat,
gösterişe kaçmayan, sembollere dayalı, şiir geleneklerini gözeten bir
anlayıştadır, önce Garipçi çizgide yürüyen Necatigil, sonra onlardan
ayrılmıştır.
3. Şiirlerinde
kendi evinden başlayarak öteki evleri, sokağı, çevreyi, giderek dış dünyayı ve
toplumu sorunlarıyla anlatmıştır.
4. Hem hece
ölçüsüyle hem de serbest ölçüyle yazmıştır.
5. İlk şiirleri
anlamca açık, sonrakiler kapalıdır.
6. Şiir dışında
inceleme, çeviri, radyo oyunu alanlarında da eserleri vardır.
ŞİİR: Kapalı Çarşı, Evler, Arada, İki Basma Yürümek, Çevre, Eski Toprak, Divançe.
İNCELEME: Edebiyatımızda
İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Yazarlar Sözlüğü.
CAHİT KÜLEBİ (1917 –
1997)
1. Öğretmenlik
yaptığı yıllarda Anadolu’yu tanıyan Cahit Külebi, memleketçi şiirimize yeni bir
ses getirmiştir.
2. Şiirlerinde
derin bir Anadolu sevgisi vardır. İyimser, açık ve gerçekçi bir bakışla
Anadolu’ya eğilmiştir.
3. Şiirlerinde
temiz bir Türkçe, Karacaoğlan’ı andıran bir içtenlik görülür.
4. Hayale pek yer
vermez, gerçekçi bir anlayışla yazmıştır. Onu “gerçekçi – romantik” bir şair
olarak niteleyebiliriz.
ŞİİR: Adamın
Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda, Yeşeren
Otlar.
ERDEM BEYAZIT
(1939-2008)
1. 1939 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlkokul ve Lise
öğrenimini burada tamamladı.
2. Yüksek öğrenimine
1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladı.
3. Edebiyat
öğretmenliği, kütüphane müdürlüğü yaptı.
4. Tok, kavgacı, destana yakın bir üslupta
söylenmiş olan şiirlerinde ayrıca ince duyarlılıklar işlenmiştir.
5. İslâmî ton bir “leit-motiv” halinde bütün şiirlerine
yayılmıştır.
ŞİİR: Sebeb Ey, Risale
CUMHURİYET DÖNEMİ ÖYKÜ YAZARLARI
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL
1. Edebiyatımızda
Çehov tarzı hikâyenin temsilcilerindendir.
2. Hikâyelerine konu
olarak halkın içinde ilgi çekmeyen kişileri ve onların önemsiz görünen
davranışlarını alır.
3. Bunların gülünç,
iyi ve kötü yanlarını sevdirerek tanıtır.
4. Hikâyelerdeki
kişileri çevremizde görür gibi, tanır gibi oluruz.
5. Hikâye türüne
yalınlık getirmiş, onu gereksiz süslemelerden kurtararak halktan kişilere ve
basit görünüşlü gerçek olaylara yöneltmiştir.
6. Marifeti hayata
uymayan bir şey olarak kabul eder.
7. Kahramanlarının
ruhsal durumlarını basitçe anlatmıştır.
8. Eserlerinde konuşma
dilini kullanır.
9. Hikâyelerinde gözlem
gücü son derece kuvvetlidir.
ROMAN: Ayaşlı
ve Kiracıları, Vassaf Bey, Miras
SAİT FAİK ABASIYANIK (1906-1954)
1. Başıboş bir hayat yaşayan sanatçı uykusuzluk, bohem hayatı,
fazla içki ve sirozdan ölmüştür.
2. Rus öykücüsü Çehov’un adıyla anılan öykü tarzının (durum-kesit)
edebiyatımızdaki temsilcisidir.
3. Yazmanın kendisi için bir ihtiyaç olduğuna inanmıştır.
4. Gözlemci ve gerçekçi bir yazardır.
5. Toplumu konu alan hikâyelerinde toplumdaki bazı sorunları işler.
6. İnsanlara, doğaya, her şeye sevgiyle yaklaşmış “Sevgi ile başlar
her şey…” demiştir.
7. Sait Faik bir İstanbul öykücüsüdür.
8. Öykülerinde çocuk, gençlik, izlenimlerini, günlük yaşamı şiirsel
bir dille anlatır.
9. Kahramanları balıkçılar, yoksullar, avareler, uzaktan tanıdığı,
selamlaştığı sıradan kişilerdir.
10. Kahramanlarını yaşadıkları çevreye ve karakterlerine uygun
olarak ele alır ve anlatır.
11. Arı bir Türkçeyle yazan sanatçının çok sıcak, içten, canlı
insanı sarıveren bir anlatımı vardır.
12. Öykülerinde olaydan çok durumlar vardır. En basit konuyu bile
öyküleştirebilir.
13. Sanat hayatına şiirle başlayan Sait Faik öyküden başka roman,
röportaj türünde de yazmıştır.
ROMAN: Kayıp Aranıyor, Medar-ı Maişet Motoru
ÖYKÜ: Semaver, Şahmerdan, Sarnıç, Havuzbaşı, Kumpanya, Az Şekerli,
Havada Bulut, Son Kuşlar, Alemdağ’da Bir
Yılan, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi
HALİKARNAS BALIKÇISI (1886-1973)
1. Asıl Adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazar yurt içinde ve yurt
dışında özel öğrenim görmüş, hayatının ilk dönemlerinde gazetecilik yapmıştır.
2. Bir hikâyesinde halkı savaş aleyhine kışkırttığı gerekçesiyle
Bodrum’a sürülmüş cezasını çektikten sonra da burada yaşamıştır.
3. Hikâye ve romancılığımızda deniz çığırını açan sanatçımızdır.
4. Eserlerinde tam bir denizci gibi yaşayarak denizi, deniz
insanlarını, ömrünü verdiği Bodrum’u, kıyıları, Ege Denizi’nin efsanelerini
başarıyla anlatmıştır.
5. Sosyal konulu romanlarının anında konusunu tarihten alan
romanları da vardır.
6. Anadolu’yu ve mitolojiyi iyi bilir.
7. Coşkulu şiirli diline güvenerek üslup ve tekniğe pek önem
vermemiş yer yer konu dışı bilgiler vermiştir.
8. “Heyamola” gibi denizcilik ile ilgili sözcükleri dilimize
kazandırmıştır.
ÖYKÜ: Ege Kıyılarında,
Merhaba Akdeniz, Ege’nin Dibi,
Yaşasın Deniz, Gülen Ada
ANI: Mavi Sürgün
ROMAN: Aganta Burina
Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut
Reis
FÜRUZAN
1. Öyküleri “Yeni dergi” ve “Papirüs”te yayınlamıştır.
2. Kahramanlarını abartsız, iyimser bir bakış açısıyla saptayan,
çözümleyen kısa ve uzun hikâyeleriyle tanınmıştır.
ÖYKÜ: Parasız Yatılı, Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gecenin Öteki
Yüzü, Gül Mevsimi
ROMAN: 47’liler, Berlin’in Nar Çiçeği
GEZİ: Yeni Konuklar, Balkan Yolcusu, Ev Sahipleri
OYUN: Redife’ye Güzelleme, Kış Gelmeden
ÖDÜLLERİ: 1971 Sait Faik Hikâye Ödülü (Parasız Yatılı), 1975 TDK
Roman Ödülü (47’liler)
NEZİHE MERİÇ
Toplu
yaşayışlarda bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız e kadınları
anlatmaktaki başarısı ve Şiili havasıyla tanındı.
ÖYKÜ: Bozbulanık, Topal
Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma, Gülün İçinde bülbül Sesi Var.
ROMAN: Korsan Çıkmazı
OYUN: Sular Aydınlanıyordu, Sevdican, Çın Sabahta.
FERİT EDGÜ
Toplum
kaçağı aydın kişilerin içlerini karartan yaşam anlamsızlığı cinsel saplantılar,
yozlaşma gibi temalarla örtülü hikâyeleri vardır.
ÖYKÜ: Kaçkınlar, Bozgun
Av, Bir Gemide, Çığlık, Eylülün
Gölgesinde Bir Yazdı.
ROMAN: Kimse, O
ŞİİR: Ah Min’el-aşk
DENEME: Yazmak Eylemi, Şimdi Saat Kaç, Bin Bir Gece
CUMHURİYET DÖNEMİ ÖĞRETİCİ METİNLER
NURULLAH ATAÇ (1898-1957)
1. yazı hayatına şiir, makale ve tiyatro eleştirileriyle başladı.
2. Deneme ve eleştiri türlerinde başarılı eserler verdi.
3. Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda yıl gösterici bir görev
üstlenmiştir.
4. Türkçeyi özleştirmedeki yılmayan çabasıyla nesir anlatımında
devrik cümlenin, konuşma dilinin gerekliliğini savunması ve uygulamasıdır.
5. Genç sanatçıları edebiyatımıza kazandırmıştır.
DENEME: Karalama Defteri,
Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz
Arasında, Okuruma Mektuplar,
Söyleyişler, Günce.
SUUT KEMAL YETKİN (1903-1980)
1. edebiyatımızda deneme ve eleştiri türleriyle tanınmıştır.
2. Sanat, estetik, resim, felsefe konularında eser verdi, Birçok
dergide bu konularda yazılar yazdı.
3. Sanat ve edebiyat konuları üzerinde özel görüşleriyle
düşüncelerini, kesin yargılara, kurallara bağlanmaksızın duygulu bir biçimde
belirtir.
4. Açık ve özlü bir anlatımı vardır.
ÇEVİRİ: Dünya Edebiyatının Üç Tipi: Hamlet-Don Kişot-Faust (J.
Calvet) Seçme Yazılar (Andre Gide)
DENEME: Edebiyat
Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Şiir Üzerine Düşünceler,
Düş’ün Payı, Yokuşa Doğru, Denemeler
FALİH RIFKI ATAY (1894-1971)
1. Fıkra, makale, anı, gezi ve sohbet türlerinde özlü yazılarıyla
tanındı.
2. Birinci Dünya Savaşı’na katıldı ve yazılarıyla Kurtuluş
Savaşı’nı destekledi.
3. Başlangıç’tan beri Türkiye’nin Batılılaşmasına, Atatürk
devrimlerinin yayılıp korunmasına çalışmıştır.
4. Türkçeyi en mükemmel şekliyle kullanmış, sadece bir dille
yazmıştır.
5. canlı, sağlam, kısa cümle yapısına dayalı bir anlatımı vardır.
6. Cumhuriyetten sonra oluşan Türk seyahat edebiyatının oluşmasında
öneli bir rolü vardır.
7. Gezi edebiyatımızın en büyük yazarlarındandır.
8. Gazetecidir, birçok gazetede çalışmıştır.
Not: Politikayla ilgili makale, anılarını topladığı Niçin
Kurtulmamak, Batış Yılları gibi eserlerin yanında “roman” adlı bir denemesi
vardır.
GEZİ: Deniz Aşırı, Yeni
Rusya, Bizim Akdeniz, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Hind,
Yolcu Defteri
ANI: Zeytindağı, Çankaya, Atatürk’ün Hatıraları, Babamız
Atatürk, Ateş ve Güneş
FIKRA: Eski Saat, Akşam
CEMİL MERİÇ
1. 12 Aralık 1916 Hatay Reyhanlı’da doğdu.
2. Cemil Meriç’in ilk yazısı Hatay’da Yeni Gün Gazetesi’nde çıktı (1928) Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan,
Türk Edebiyatı, Yeni Devir, Pınar,
Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Hisar dergisinde “Fildişi Kuleden” başlığıyla sürekli denemeler
yazdı.
3. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin bir milletin özü
olduğunu savundu.
İNCELEME: Hind Edebiyatı, Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Bu Ülke; Umrândan Uygarlığa, Bir
Dünyanın Eşiğinde, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana
DENEME. Mağaradakiler, Bu Ülke
GÜNLÜK: Jurnal
DİĞER KİTAPLARI: Kırk Ambar, Bir Facianın Hikâyesi
SALÂH BİRSEL
1. 1919’da Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu.
2. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak
uzaktan izledi.
3. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı.
4. Yalın üslûbu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı
yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yerde bulundu.
5. Asıl ününü 1970’lerde peş peşe yayınlanan “denemelerle” kazandı.
ŞİİR: Dünya İşleri, Hacivat’ın Karısı, Ases
DENEME, ELEŞTİRİ, GÜNLÜK: Şiirin İlkeleri, Günlük, Şiir ve Cinayet
ROMAN: Dört Köşeli İnsan
SELİM İLERİ
1. 30 Nisan 1949’da İstanbul’da doğdu.
2. ilk yazısı 1967’de Yeni ufuklar dergisinde yayınlandı. Papirüs,
Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Türk Dili, Türkiye defteri, Milliyet Sanat, Gösteri
gibi dergilerde yayınlanan yazılarıyla ünlendi.
3. İç Konuşma tekniğini kullandığı romanlarında toplumsal kargaşa
içinde bunalıma düşen aydınların arayışlarını ve çıkmazlarını ele aldı. Roman
ve öykülerinin yanı sıra senaryolar, denemler ve edebiyatla ilgili incelemeler
de yazdı.
ÖYKÜ: Cumartesi Yalnızlığı, Pastırma Yazı, Dostların Son Günü, Bir
Denizin Eteklerinde, Eski Defterlerde Solmuş Çiçekler, Son Yaz Akşamı
ROMAN: Destan Gönüller, Her Gece Bodrum, Ölüm İlişkileri, Cehennem
Kraliçesi, Bir Akşam Alacası Yaşarken ve ölürken, Ölünceye Kadar Seninim,
Yalancı Şafak, Saz Caz Düğün Varyete, Hayal ve Istırap
DENEME-İNCELEME: Çağdaşlık Sorunu
ANI: Annem için, Hatırlıyorum, Seni Çok Özledim
ŞİİR: Ay Işığı
CUMHURİYET DÖNEMİNDE TİYATRO
Bu
dönemde tiyatro ile ilgilenen sanatkâr sayısının çokluğu, konu yelpazesinin
genişliği ve sahneleme imkânlarının fazlalığı bu türün zirve dönemini
yaşamasını sağlamıştır.
1. Olay örgüsü insana özgü bir gerçekliği ifade etmek üzere
düzenlenir.
2. Toplumdaki değer çatışması somutlaştırıldı.
3. Osmanlı tarihine özgü önemli şahsiyetler ve olaylar yorumlanır.
4. Adet ve geleneklerden yararlanılır.
5. Sosyal sorunları sergileyen olay ve kişilere önem verilir.
6. Aile başta olmak üzere sosyal kurumlardaki her türlü değişme
sahnede gösterilir.
7. Geleneksel seyirlik oyunları toplumcu gerçekçi bir tavırla
yorumlanır.
MUHSİN ERTUĞRUL
1. 30 Temmuz 1910’da Burhanettin Kumpanyası’nda sahneye çıktı ve
Othello, Hamlet piyeslerini oynadı.
2. Halide Edip’in
librettosunu yazdığı, Vedi Sabar’ın bestelediği “Kenan Çobanları” operasını yazdı.
3. İlk sesli Türk filmi olan İstanbul Sokakları’nda ve “Bir Millet
Uyanıyor” filmlerini çeken Ertuğrul, bu dönemde operetlerle revülere ağırlık
verdi.
4. Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya, Muhsin
Ertuğrul’a Devlet Kültür Armağanı verildi.
5. Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atandığında 82
yaşında olan Ertuğrul, semt tiyatrosu, öğle tiyatrosu, gezici tiyatro gibi
çeşitli uygulamalarla yeni bir tiyatro seferberliği başlattı ancak iç
çekişmeler üzerine 1976’da görevi bıraktı
6. Çağdaş Türk Tiyatrosunun temeli atan ve geliştiren Muhsin
Ertuğrul, 29 Nisan 1976’da İzmir’de kalp krizi sonucu öldü.
7. Ölümünden bir ay önce Ege üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve
sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Ertuğrul’a “fahri doktor” unvanı
vermiştir.
HALDUN TANER (1916-1986)
1. Öykü ve tiyatro alanındaki eserleriyle tanınmıştır.
2. Gücünü gözlem, mizah ve yergiden alan konuları büyük şehrin
tipik ve türedi yaşamlarından gelme öyküler yazmıştır.
3. Canlı, nükteli, meddah konuşmaların Kaçan kahramanlarını kendi
ağızlarıyla konuşturan bir anlatımı vardır.
4. Sanatçı son zamanlarında epik tiyatrolar da yazmıştır.
ÖYKÜ: Yaşasın Demokrasi,
Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında Çalış-kur, Konçinalar
OYUN: Keşanlı Ali Destanı,
Gözlerimi kaparım Vazifemi Yaparım, Dev Aynası
NECATİ CUMALI (1921-2001)
1. Günümüz şair ve yazarlarından olan Necati Cumalı, şiirleriyle ün
kazandıktan sonra hikâye, roman, tiyatro türlerinde de yazmıştır.
2. Şiirlerinde yaşama sevinci, aşk, sevgi, temalarını işleyen
sanatçı öykü ve romanlarında Anadolu halkının sorunlarına eğilir.
3. Süssüz, mecazsız, iç ve dış gözlemeleri başarı ile yansıtır.
ŞİİR: Kızılçullu Yol, Harbe Gidenin Şarkıları, Güzel
Aydınlık, Denizin İlk Yükselişi, İmbatla Gelen, Güneş Çizgisi, Yağmurlu Deniz, Aç Güneş Bozkırda Bir
Atlı, Yarasın Beyler
ÖYKÜ: Yalnız Kadın, Susuz
Yaz, Ay Büyürken Uyuyamam, Makedonya
ROMAN: Yağmurlar ve Topraklar, Acı
Tütün, Aşk da Gezer Tütün Zamanı
OYUN: Mine, Boş Beşik,
EZik OTlar, Vur Emri, Susuz Yaz, Nalınlar,
Aşk Duvarı, Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Yaralı Geyik
TURAN OFLAZOĞLUI(1932-…)
1. Lise ve üniversite eğitimini İstanbul’da yapmıştır.
2. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Felsefe bölümünü
bitirmiştir.
3. İngiliz Edebiyatı sertifikasını almıştır. Amerika’da Washington
Üniversitesi’nde tiyatro dersleri görmüştür.
4. Oflazoğlu için tarihi oyun yazarı diyebiliriz.
5. Slogan Tiyatrosuna karşıdır.
6. Oyunlarının muhtevasını nereden alırsa alısın hayatı
anlatmıştır.
7. Tiyatroyu eski Yunan kaynaklarından öğrenmiştir.
8. Batı, Halk, Divan edebiyatının sentezini yapmıştır.
9.Oyunlarını üç küme de toplayabiliriz.
a. Konusunu köyden
alanlar: Keziban, Allah’ın Dediği Olur, Elif Ana
b. Konusnu tarihten
Alanlar, Deli İbrahim, lV. Murat, Genç Osman, Kösem Sultan, Cem Sultan,
Bizans Düştü Fatih, Yine Bir Gülnihal
c. Sembolik Olanlar: gardiyan,
Dörtbaşımamur, Şahin Çakır Pençe, Güzellik ile aşk.
GÜNGÖR DİLMEN
1. 1959
Sinema-Tiyatro Dergisi’nin açtığı yarışmada, yazdığı tek perdelik oyun Midas’ın
Kulakları ile birincilik ödülünü kazandı.
2. 1960’da
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Filoloji bölümünden mezun
olmuştur.
3. Halen İstanbul üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro
Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
Ayak Parmakları, Avcı Karkap,
Maymun Lokantası, Kurban, Bağdat Hatun, Galile'nin Günahları, Osmanlı Dram Kumpanyası , Hâkimiyet-i Milliye Aş Evi,
Aşkımız
Aksaray’ın En Büyük Yangını,Ben Anadolu,
Deli Dumrul, Midas'ın Altınları, Midas'ın Kör Düğümü, Akad'ın Yayı, Troya İçinde Vurdular Beni
REFİK ERDURAN
1. Gazeteci ve oyun yazarıdır.
2. İstanbul’da doğru, Robert Koleji’ni bitirip yurt dışına gitti.
3. Yüksek öğrenimini tiyatro tarihi ve dramatik edebiyat alanında
ABD’de yaptı.
4. Yurda döndükten sonra İstanbul’da Çağlayan Yayınevi’ni kurdu.
5. Tiyatro eleştirileri, mizah hikâyeleri yazdı, fıkra yazarlığı
yaptı.
6. Sırp faşistlerine karşı sembolik direniş göstermek
amacıyla1995’te Bosna’ya giderek Kar kuğular adlı seçkin birliğe katıldı.
7. Atatürk’ün toplumu yeniden yapılandırmada kırdığı sürat rekorunu
anlatan Metamorfoz senaryosu da filme çekildi.
OYUN: Yağmur Duası, Gülerek, Karayar
Köprüsü, Cengiz Han’ın Bisikleti,
Ayı Masalı Direkler Arasında,
canavar Cafer, Gülerek, Domuz, Er Oyunu, Kavşak
RECEP BİLGİNER
1. 1922 yılında Adana’da dünyaya geldi.
2. Gazetecilik yaptı. Vatan gazetesinde yazdı.
3. Şiir ve tiyatroyla uğraştı.
4. Bir süre İstanbul Şehir Meclisi’nde görev yaptı.
5. Daha sonra tarihsel konulu oyunlar yazmaya başladı.
6. Yunus Emre İlme Hizmet Vakfı Ödülü ile Türk Dil Kurumu Oyun
ödülü sahibidir.
OYUN: İsyancılar, Sarı Naciye, Yunus Emre, Mevlana, Politikada
Bir Sarı Çizmeli, Hapisliğim, İnsan Bir Düşüncedir, Hapiste Bir Gazeteci, Zenginler Hükümeti, Soruların Gündeminde,
Unutulmasınlar Diye.
ORHAN ASENA
1. Edebiyata lise yıllarında başlayan yazar, uzun süre şiirler
yayınladıktan sonra, kendini tamamen tiyatroya verdi.
2. Psikolojik ve toplumsal alanları da kapsayan konuları
eserlerinde ele almıştır.
3. Çeşitli ödüller aldı. 2011 ‘de öldü.
OYUN: Tanrı ve İnsanlar, Hürrem Sultan, Tohum ve Toprak, Fadik Kız,
Simavlı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, Ölü Kentin Nabzı
ÖZDEMİR NUTKU
1. Almanya’da Gottingen Üniversitesi’nin Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.
2. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne öğretim görevlisi olarak
girdi.
3. 1955’te “Mavi Hareketi”ne katıldı. “Mavi” dergisinin
yönetmenliğini yaptı.
4. Türk Dili, Yeni Dergi, Ulus, Milliyet, Milliyet Sanat Dergisi
gibi dergi ve gazetelerde tiyatro eleştirileri ve araştırmaları yazdı.
ŞİİR: Eller
OYUN: Savaş Oyunu
CUMHURİYET DÖNEMİ ŞAİR VE YAZARLARI
AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980)
1. Fransız sembolistlerinin ve yeni izlenimcilerinin sanat
anlayışını benimsemiştir.
2. Vezin ve kafiyeye büyük önem veren bu anlayış, tabiattaki bir
anlık görünüşten yola çıkarak onun gerisindeki saf düşünceye yönelir.
3. Şiirlerinde biçim ve ahenge önem verir.
4. Şiirlerinde ruhun dalgalanışlarını dile getirmiştir.
5. Şiirlerinde konu olarak Anadolu’yu, memleket manzaralarını,
tabiat ve tarih sevgisini işlemiştir.
6. Destanımsı şiirleri de vardır.
7.Ölçü ve kafiyeye sıkı sıkıya bağlıdır.
8. Sese ve ahenge önem verir.
9. Fransız şair Baudelaire’in etkisindedir.
10. Ağrı Dağı, Olvido, Dağlara, Fahriye Abla en önemli şiirleridir.
OYUN: Gölgeler, O Böyle
İstemezdi
CAHİT SITKI TARANCI
1. “Şiir sözcüklerle güzel şekiller kurma sanatıdır.” görüşünü
savunmuştur.
2. Şiirde ses, anlam ve biçim bütünlüğü arar.
3. Vezin ve kafiyeden kopmamış ama ölçülü veya serbest, her türlü
şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır.
4. Açık ve sade bir üslubu vardır.
5. Şiirlerinde en çok yaşam sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş
ama hep ölümün üstüne gitmiştir.
6. “Sanat için Sanat” ilkesine bağlı kalmıştır.
ŞİİR: Ömrümde Sükût, Otuz
Beş Yaş, Düşten Güzel, Sonrası
NESİR: Ziya’ya Mektuplar
BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU
1. 1911’de Trabzon Görele’de doğdu.
2. Türkiye’nin usta ressamlarındandır.
3. Şiire lise yıllarında başladı. İlk şiirleri 1932’den sonra
Varlık, Yeditepe, Ses, İnsan gibi dergilerde yayınlandı.
4. İlk şiir kitabı “Yaradana
Mektuplar” 1941’de basıldı.
5. Şiirlerinde de resimlerinde olduğu gibi halk edebiyatının zengin
motiflerinden esinlendi, yararlandı. Yalın bir dille, içten lirik şiirler
yazdı.
ŞİİR: Karadut, Tuz, Üçü
Birden, Dördü Birden, Dol Karabakır Dol
GEZİ: Canım Anadolu, Tezek, Delifişek
ASAF HALET ÇELEBİ
1. 29 Aralık 1907’de İstanbul’da doğdu.
2. Gençlik yıllarında divan edebiyatından etkilendi. Gazeller ve
rubailer yazdı.
3. 1937’den sonra serbest ölçüyü kullanmaya ve Batı şiirinin
tekniklerine yönelmeye başladı.
4. şiirlerinde dinlerden, uzanan bir yaşamın görünümlerinden sesler
aracılığıyla dile getirdi.
ŞİİR: He, Lâmelif, Om Mani Padme Hum
BEKİR SITKI ERDOĞAN
1. 1926’da doğdu. Kuleli Askeri Lisesi ve 1948’De Kara Harp
Okulu’Nnu bitirdi.
2. Halk şiiri geleneğini gönünün koşullarıyla bağdaştırarak hece
ölçüsüyle, bazen de aruz vezniyle şiirler yazdı.
3. Türkçenin inceliklerini yansıtan, duygulu şiirlerden bazıları
bestelendi. Rubai türündeki şiirleri Hisar
Dergisi’nde yayınlandı.
ŞİİR: Bir Yağmur Başladı, Dostlar Başıma
CAHİT ZARİFOĞLU
1. 1940’TA Ankara’da doğdu.
2. İlk şiir ve öyküleri lise öğrenciliği yıllarında
Kahramanmaraş’taki yerel gazetelerde yayınlandı.
3. İstanbul ve Ankara’daki dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı.
4. ilk şiirlerinde İkinci yeni akımının etkileri görülür. Madde-ruh
çatışması, “Batı diktasına karşı Doğu protestosu” temalarını işledi.
5. İlk şiir kitabı ”İşaret Çocukları” 1967’de yayınlandı.
6. Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldığı Anadolu
insanını acı, umut ve sevgilerini yansıttı. Son şiirlerinde ise İslâmcı
düşüncedeki insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Yer yer
gerçeküstü öğeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı.
ŞİİR: İşaret Çocukları, Yedi
Güzel Adam, Menziller
ÖYKÜ-ROMAN: İns, Savaş
Ritmleri, Ağaçkakanlar, Serçekuş,
Katıraslan, Yürek Dede ile Padişah
GÜNLÜK: Yaşamak
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
1. Uşak’ta doğdu. 23 Şubat 1946’da İstanbul’da öldü. İlk şiirlerini
yükseköğrenimini sırasında Milli Mecmua’da yayımladı.
2. Doğayı, izlenimci bir gözle ülke gerçeklerini, bireysel
duygulanışları içli bir duyarlığın sezgileriyle ve öznel bir bakışla şiirinde
yansıtmıştır.
3. Anadolu’dan değişik, canlı görünümler çizmiştir. Kullandığı
simgeler ve yaptığı betimlemelerle “hayal”i ön planda tutmuştur.
4. Doğa, gurbet, deniz, ölüm ve özlem, şiirlerinin başlıca
temalarıdır. Hece ölçüsü geleneğine bağlı kalmıştır.
5. Giderek öz bakımdan bu geleneğin öncüleri olan Faruk Nafiz
Çamlıbel ve Orhan Seyfi Orhon’un etkilerinden arınmıştır.
6. Çağdaş Fransız şiirinin yapı özelliklerinden yararlanmıştır.
ŞİİR: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı
CAN YÜCEL
1. 21 Ağustos 1926’da doğdu.
2. Edebiyata şiirle başladı. Çeşitli dergilerde yayınlanan
şiirlerini 1950’de basılan ilk şiir kitabı “Yazma”da topladı.
3. 1973’te basılan ikinci şiir kitabı “Sevgi Duvarı”nda
imge-sözcük-anlam üçlüsünün birbiriyle dengelendiği insan-doğa ilişkilerini
konu alan şiirleri dikkat çekti.
4. Hiciv gücü ve sözcük oyunlarıyla eriştiği dil ustalığı, geniş
kültürüyle beslenen şiirini yeni boyutlara ulaştırdı.
5. Halk ağzı, Türkleri ve deyişlerinden de yararlandı. Şiirin yanı
sıra tiyatro oyunları da çevirdi.
ŞİİR: Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve oğlum,
Şiir Alayı, Rengahenk, Gökyokuşu, Beşibiryerde, Canfeda, Çok bi Çocuk, Kısa
Devre, Kuzgunun Yavrusu, Gece Vardiyası, Güle Güle-Seslerin Sessizliği
ADALET AĞAOĞLU
1. Türk toplumunun 20. Yüzyılda geçirdiği çalkantılı dönemleri
işleyen romanlar yazmıştır.
2. Romanlarında iç konuşma, geriye dönüş gibi yöntemlerle kişilerin
karakter özelliklerini sergiler.
3. Ayrıntılara önem verir, olaylar arasında bir bütünlük sağlar.
OYUN: Bir Piyes Yazalım, Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak,
Sınırlarda, Tombala, Fikrimin İnce Gülü
ROMAN: Ölmeye Yatmak,
Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Yaz Sonu, Üç Beş Kişi, Ruh üşümesi,
Romantik Bir Viyana Yazı.
ÖYKÜ: Yüksek Gerilim, Sessizliğin
İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri
ANI: Göç Temizliği, Gece Hayatım
ORHAN PAMUK
1. Romanlarında geçmişi bugünle kaynaştıran yazardır.
2. Aydın kesime yönelik zor anlaşılan romanlar yazmıştır.
3. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştır.
ROMAN: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev,
Beyaz Kale, Kara Kitap (En çok tartışılan
kitabı), Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı,
Kar, Masumiyet Müzesi
SABAHATTİN KUDRET
AKSAL
1. 1940’lardaki
yeni edebiyat hareketi içinde yer aldı.
2. Günlük
yaşamın, küçük ayrıntıların avareliklerin şairi oldu.
3. Cahit Sıtkı
Tarancı etkisiyle hece vezni ve uyak kullandığı ilk dönem şiirlerinden sonra
Garip akımı ve Orhan Veli’ye yakınlaştı.
4. 1976
sonrasında ise yalınlığı elden bırakmadan dilde derinlik arayışına başladı
5. Uyak, tekrar
şiirinin köşetaşı oldu Bu dönemde Garip’ten de uzaklaşıp İkinci Yeni havasına
girdi.
6. Şiirlerinde
kent insanlarının gündelik ilişkilerini, saçmalıklarını, çatışmaya varan
tartışmalarını ele aldı.
7. Öykü ve
oyunlarında ise psikolojik öğeleri ve biçim arayışını öne çıkardı.
8. Çeviriler ve
sanat üzerine yazılar da yayınladı.
ŞİİR: Şarkılı
Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Elinle, Eşik, Çizgi, Zamanlar
Bir Zaman Düşü, Buluşma, Batık Kent
ÖYKÜ: Gazoz
Ağacı, Yaralı Hayvan
OYUNLAR: Evin Sütündeki Bulut, Şakacı, Bir Odada
Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede
Şenlik Var, Kral Üşümesi, Bay Hiç-Sonsuzluk Kitabevi, Önemli Adam
KEMAL BİLBAŞAR
1. 1910-1983
yılları arasında yaşamıştır.
2. 1937’de ilk hikâyesini yazmıştır. Bilbaşar, eserlerinin
konularını daha ziyade Batı Anadolu hayatında almaktadır.
3. Taşra hayatındaki gelenek ve görenekler, değerler, sosyal hayat
yerel bir üslûpla eserlerinde kendini gösterir.
4. Refik Halit’le başlayan memleket hikâyeciliğini hicivci bir
dille devam ettirmiştir.
ÖYKÜ: Anadolu’daki Hikâyeler, Cevizli Bahçe, Cemo, Irgatların Öfkesi, Ay Tutulduğu Gece, Yonca Kız, Yeşil Gölge.
TURGUR ÖZAKMAN
1. 1930’da Ankara’da doğdu.
2. Eserlerinin içeriğini genellikle yakın tarihten aldı.
3. Milli mücadele üzerine yazdığı incelme eserleriyle adını
duyurdu.
ROMAN: Korkma İnsancık Korkma, Romantika, Şu Çılgın Türkler,
Diriliş-Çanakkale, Cumhuriyet
BİLGE KARASU
1. 1930’da istanbul’da doğdu. 13 Temmuz 1995’te yaşamını yitirdi.
2. Öyküleriyle Türk öykücülüğüne yeni bir soluk getirdi.
3. Bireyin iç dünyasını ve korku, tutku, ölüm, baskı, inanç çatışması
gibi konuları kendine özgü simgesel bir dille yansıttı.
4. Eserlerinde “ben”i öne çıkarır.
ÖYKÜ: Troya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi, Kısmet Büfesi, Kılavuz
ROMAN: Gece, Narla İncire Gazel
SAMİM KOCAGÖZ
1. 13 Şubat 1916’da Aydın’ın Söke ilçesinde doğdu.
2. İlk romanı İkinci Dünya 1938’de yayınladı.
3. Servet-i Fünûn, Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler,
Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir gazetesinde yayınlanan
öyküleriyle ünlendi.
4. 1950’de eni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribune
gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikâye Yarışması’nda “Sam Amca”
öyküsüyle birincilik kazandı.
5. Güçlü gözlemlerine dayanarak köy ve kasaba insanlarının
sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını yalın bir dil ve gerçekçi
tutumla yansıttı.
ROMAN: İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi,
Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz,
İzmir‘in İçinde, tartışma, Eski Toprak
ÖYKÜ: Telli Kavak, Sığınak, Cihan Şoförü, Ahmet’in Kuzuları, Yolun
Üstündeki Kaya, Yağmurdaki Kız, Alandaki Delikanlı
YUSUF ATILGAN
ROMAN: Aylak Adam, Anayurt Oteli, Canistan
ÖYKÜ: Bodur Minareden, Eylemci
ÇOCUK KİTABI: Ekmek Elden Süt Memeden
ABBAS SAYAR
1. 21 Mart 1923 tarihinde Yozgat’ta doğdu.
2. 1970’te Yılkı Atı romanıyla, ismini edebiyat dünyasına duyurdu.
3. Abbas Sayar’ın romanları
ve hikâyeleri, Orta Anadolu insanının hayatını anlatır.
4. Yazarın sekizi roman, altısı
şiir kitabı olmak üzere on dört eseri var.
ÖYKÜ: Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği,
Dik Bayır, Yorganımı Sıkı Sar
ŞİİR: Tarlabaşı, Salkım Saçak, Anılarda Yumak Yumak,
Boşluğa Takılan Ses
0 Yorumlar